Page 225 - kdk_yillik_rapor2018
P. 225
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
teslimini öngörerek “çocuğun üstün yararının korunması” ilkesiyle bağdaşmayan
bir sonuç doğurduğu, bu kapsamda Kanunun amacına yeterince hizmet edemediği
değerlendirilmiştir. Öte yandan, AİHS Ek 7. Protokolün 5 inci maddesinin TBMM
tarafından onaylanması ile “ortak velayet” düzenlemesinin Türk hukuk sisteminde
uygulanması mümkün hale gelmiştir.
Toplum düzenini belirleyen kuralların toplumsal yapı doğrultusunda belirlendiği,
mevcut toplum yapımızda tarafların boşanma sonrasında herhangi bir konuda ortak
hareket edebilme kapasitesinin de yüksek olmadığı bilinmekle beraber, bir çocuğun
büyütülmesinde anne ve babanın birlikte varlığının öneminin tartışmasız olduğu ve tarafı
olduğumuz uluslararası mevzuatta yaşanan gelişmeler ışığında, pek çok ülkede hayat
bulan “ortak velayet” uygulamasının, çocuğun yüksek yararına uygun olduğu hallerde,
belirli şartları sağlayan ana-babalar için, uygulama rejimi Kanunla ayrıntılı bir şekilde
belirlenmek suretiyle ülkemizde de yerleşik hal almasının boşanma davaları sonrasında
yaşanan olumsuzlukların giderilmesine önemli bir katkı sunacağı değerlendirilmiştir.
Kararlarda, “velayet hakkının kötüye kullanıldığı” durumlara ayrıntılı olarak yer
verilerek, “kişisel ilişki tesisinin engellendiği” vakalarda bunun çocuklar ve taraflar
açısından hak ihlaline sebep olduğu tespit edilmiştir. Boşanma sürecinde velayetin ve
kişisel ilişki tesisinin tarafların ve çocukların ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlenmesi
için mahkemelerde matbu evrak formlarının kullanılması yerine adli sosyal hizmet
alt yapısı güçlendirilmek suretiyle çocuğa ve aileye uygun düzenlemeler yapılması,
boşanma sonrasında çocuğunun iyilik halinin takibinin yapılabileceği şekilde mevcut
mekanizmaların güçlendirilmesi ya da yeni bir sistem kurulması, bu sistem içerisinde
“velayet ve kişisel ilişki haklarının” çocuğun üstün yararına uygun olarak kullanılıp
kullanılmadığının sağlıklı bir şekilde izlenmesi, ana babaların velayet ve kişisel ilişki
haklarını kötüye kullanmaları durumunda alınacak koruyucu ve önleyici tedbirlerin
ve gerekirse cezai yaptırımların etkin bir şekilde kullanılması için hâkimlere verilen
meslek içi ve meslek öncesi eğitimlerin yeterlilik düzeyinin gözden geçirilmesi, tüm
bu süreçte anne ve babaların çocuk yetiştirme kapasitelerinin güçlendirilmesi, psiko-
sosyal ve hukuki açılardan desteklenmesi, kısacası boşanma sürecinde ve sonrasında
vaka takibini mümkün kılan, izlemeye imkân veren ve başta çocuklar olmak
üzere tüm aile bireylerinin desteklenmesini sağlayacak aile politikaları ve onarıcı
mekanizmalar geliştirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Nihayetinde, çocuk tesliminin İcra İflas Kanununda düzenlenerek çocuk haczine izin
veren uygulama karşısında, çocuğun tanımadığı kişiler tarafından, zorla bir ebeveyninin
yanından alınarak diğer ebeveyne tesliminin çocuğun “üstün” yararının korunmasına
hiçbir şekilde hizmet etmediği, çocuğun “Taşınır Bir Mal” gibi teslimini öngören icra
yolunun “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesi ile bağdaşmadığı ve “Çocuk Haklarına” aykırı
bir uygulama olduğu tespit edilerek kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ana hatları yukarıda belirtilen çerçevede çizilen 2017/16683, 2017/17295,
2018/772, 2018/911, 2018/1695, 2018/2441, 2018/2084, 2018/2032, 2018/1223,
224 2018 YILLIK RAPOR