Page 230 - 2019 Yıllık Rapor web
P. 230

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



               yaşanan hak ihlallerinin önüne geçilmesi amacıyla daha önce KDK tarafından verilen
               tavsiye kararlarına ilave olarak atılabilecek adımlar ele alınmıştır.

               Kadına yönelik şiddetin önlenmesi çalışmaları ve 6284 sayılı Kanunun uygulanmasında
               ortaya çıkan sorunlar ile bağlantılı olarak öne çıkan önemli bir alan olan nafaka sistemi
               konusunda Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan şikâyet başvuruları çerçevesinde tespit
               ve öneriler anılan özel rapora dâhil edilmiştir.

               İcra  Yoluyla Çocuk  Teslimi ve  Yoksulluk Nafakasına  İlişkin Özel Raporda, Kamu
               Denetçiliği Kurumunun tespit ve önerilerine yer verilmiştir. Bu kapsamda;

               •  Aileyi her anlamda destekleyecek, özellikle kriz durumlarında ve sorun yaşanan
                  dönemlerde ebeveynlerin başvurup gerekli hukuki ve sosyo-psikolojik desteği alacağı
                  kurumsal mekanizmaların etkin bir şekilde işlemediği, hizmet sunumunun ihtiyacı
                  karşılamakta yetersiz kaldığı ve var olan hizmetlerin toplum tarafından yeterince
                  bilinmemesi sebebiyle kullanılmadığı,

               •  Ebeveynlerin çocuk yetiştirme konusundaki hakları ve yükümlülükleri hakkında
                  bilgilendirilmeleri ve bu alandaki becerilerinin geliştirilmesi amacıyla sunulan
                  programların yeterli olmadığı,
               •  Ayrılık  ve boşanma süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine ilişkin politika
                  ve stratejiler geliştirilirken, boşanan çiftlerin yalnızca bir aile birliğini sona
                  erdirmediği, bunun ötesinde kendileri ve varsa çocukları için yeni ve farklı bir aile
                  dinamiği oluşturdukları hususunu merkeze alan bütüncül destek mekanizmalarının
                  oluşturulmadığı,
               •  Boşanma sonrasında kişisel ilişki hakkının salt anne-baba hakkı olarak görüldüğü ve
                  konuya “çocuk hakkı” odaklı bakılmadığı için üretilen çözümlerin yetersiz kaldığı,
               •  Boşanma sürecindeki gerilimli ortamda çocuğun risk altında bulunduğu ve
                  korunmaya  muhtaç olduğunun açıkça ortaya  konulamadığı  ve  çocuk koruma
                  sistemi içinde çözüm üretilmediği,
               •  Adli ve idari süreçlerdeki alt yapı, kapasite ve eşgüdüm yetersizliklerinin tarafların ve
                  çocuğun maddi ve manevi örselenmesine sebebiyet verdiği ve onarıcı mekanizmaların
                  hayata geçirilemediği,
               •  Vaka yönetiminin sağlıklı olarak yürütülemediği mevcut yapı içerisinde velayet
                  ve kişisel ilişki haklarının çocuğun üstün yararına uygun olarak kullanılıp
                  kullanılmadığının izlenemediği,

               •  Belirtilen hakların kötüye kullanılması durumunda koruyucu ve önleyici tedbirlerin
                  ve gerekirse cezai yaptırımların etkin bir şekilde kullanılamadığı,
               •  Boşanma  sonrası kişisel  ilişki  tesisi  ve çocuk teslim sürecine  ilişkin  mevzuat ve
                  uygulamanın çocuğun üstün yararını korumaya uygun olmadığı gibi tarafların
                  haklarının yerine getirilmesi için de yeterli olmadığı,




                                                                        2019 YILLIK RAPOR  229
   225   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235