Page 328 - 2021 Yıllık Rapor
P. 328
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
7.12 KAMU PERSONEL REJİMİ-I
Türkiye’de kamusal iş gücünün kapsamı oldukça geniş olmakla birlikte her bir istihdam
biçiminin kendisine özgü rejimi mevcuttur. Nitekim 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu’na tabi memurlar, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’na tabi
akademik personel, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na tabi askeri
personel, 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu’na tabi hakim-savcılar, 7/15754 sayılı
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara tabi sözleşmeli personel, 399 sayılı
KHK’ya tabi kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan sözleşmeli personel, 4857 sayılı İş
Kanunu’na tabi işçiler (sürekli işçiler, belediye şirket işçileri) olmak üzere çeşitli statüler
altında kamu görevlileri istihdam edilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda doğrudan bir kamu görevlisi tanımı
yapılmamış olsa da Anayasa’da kamu hizmetinin ancak kamu görevlileri eliyle
görülebileceği hüküm altına alınmıştır. Anayasa’nın 128 inci maddesinde yer alan,
“Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler,
memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü bu hususu açıkça ortaya
koymaktadır. Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4 üncü maddesinde,
“Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür”
ifadesine yer verilerek Anayasa’nın anılan hükmü yasal bağlamda somutlaştırılmıştır.
Kamu hizmetinin kamu görevlileri eliyle yerine getirileceğine ilişkin anayasal ve yasal
gereklilikler, aslında kamu personel rejiminin özünü de oluşturmaktadır. Zira kamu
adına yetki kullanarak kamusal faaliyetlerde bulunacak ve idarenin en temel vazifesi
konumundaki kamu hizmetini ifa edecek personelin, çalışma hayatındaki diğer
çalışanlardan ayrılması, vazifesinin mahiyetiyle uyumlu bir statüye sahip olması ve bu
statünün belli esaslar öngörerek kendi içinde daha sıkı kurallara dayanması gerekmekte
olup kamu personelinin tabi olduğu düzen de bu çerçevede şekillenmektedir. Yani bir
taraftan kamu gücü bahşedilen kamu personeline diğer taraftan sorumluluk verilmekte,
hak tanınırken yükümlülük öngörülmekte ve tüm bunlara sirayet eden biçimde
kamu hukukunun gerektirdiği anlayış kamu personel rejimine hakim olmaktadır.
Bu bakımdan, kamu personel rejimi, Anayasa başta olmak üzere çok sayıda kanun,
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve alt düzenleyici işleme konu olmuş, hatta kurumlar
ve personeli arasındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlar marifetiyle derin bir
yargısal içtihadı doğurmuştur.
İdarenin işlem, eylem, tutum ve davranışını denetlemekle görevli olan Kamu Denetçiliği
Kurumunun bu noktadaki rolü ise, kendisine gelen şikâyet başvuruları üzerinden kamu
personel rejimine katkı sunmak ve bunu yaparken hukuki denetimle yetinmeyip insan
hakları ile iyi yönetim anlayışını bu konuda da uygulanabilir hale getirmektir. Özellikle
2021 yılında Kuruma yapılan başvuruların konu bazında en yüksek oranla kamu
personel rejimine ilişkin olması, KDK’nın bu bağlamdaki işlevini önemsemesine ve
daha titiz bir çalışma yürütmesine sebep olmaktadır. Bu kapsamda, kamu denetçilerinin
inceledikleri konu alanları bakımından yapılan işbölümü çerçevesinde kamu personel
2021 YILLIK RAPOR 327