Page 398 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 398

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



               tarihli Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması
               Sözleşmesi kişisel verilerin korunması hususunda ülkemizin taraf olduğu uluslararası
               sözleşmeler arasındadır.

               Kişisel  verilerin  korunması  hususunda  Avrupa  İnsan  Hakları  Mahkemesi  (AİHM)
               tarafından verilen kararlar da yol gösterici niteliktedir. Mahkeme, devletlerin millî
               güvenliğin korunması amacını gerçekleştirmede sahip oldukları takdir yetkisinin
               geniş olduğunu kabul etmektedir. AİHM, Sözleşmeye taraf devletlerin millî güvenliği
               korumak için yetkili ulusal makamlarına ilk olarak kişiler hakkında bilgi toplama ve
               halka açık olmayan sicil dosyaları tutma, ikinci olarak millî güvenlik bakımından önemli
               kadrolarda çalışmak isteyen adayların bu işe uygunluğunu takdir ederken bu bilgiyi
               kullanma  yetkisi  veren  kurallara  sahip  olmaları  gerektiğinde  kuşku  bulunmadığını
               belirtmektedir (Leander/İsveç,  B. No: 9248/81, 26.03.1987, § 59). Bununla birlikte
               AİHM içtihadına göre kamu mercilerinin bir bireyin özel hayatıyla ilgili bilgileri
               toplaması, kaydetmesi, saklaması özel hayata saygı hakkına müdahale oluşturur
               (Leander/İsviçre,  § 48;  Kopp/İsviçre, B. No: 23224/94, 25.03.1998, § 53;Amann/
               İsviçre  [BD], B. No: 27798/95, 16.02.2000, § 69;  Rotaru/Romanya  [BD], B. No:
               28341/95, 04.05.2000, §§ 43, 44, 46). AİHM’e göre bir kişinin özel yaşamına ilişkin
               verilerin kaydedilmesi ve saklanması kendi başına özel hayata saygı hakkı bakımından
               bir müdahale oluşturmaktadır. Bu müdahalenin tespiti için kaydedilen bilgilerin daha
               sonra kullanılmış olması gibi bir koşul da aranmamaktadır. Bununla birlikte kamu
               makamları tarafından muhafaza edilen kişisel verilerin Sözleşmenin 8’inci maddesinde
               öngörülen unsurlardan birini devreye sokup sokmadığını tespit etmek için bu bilgilerin
               hangi çerçevede alındığının ve muhafaza edildiğinin, verilerin türünün, kullanıldıkları
               ve işlendikleri şeklin, bunlardan çıkarılabilecek sonuçların dikkate alınması zaruridir
               (S. ve Marper/Birleşik Krallık [BD], B. No: 30562/04, 30566/04, 4.12.2008, § 67).
               İç hukuk, kişisel verilerin bu maddede öngörülen güvencelere uygun olmayan şekilde
               kullanımını engellemek için gerekli güvenceleri sağlamalıdır. Bu tür güvencelerin
               bulunmasının gerekliliği; otomatik işleme tabi tutulan kişisel verilerin korunması söz
               konusu olduğunda, özellikle de bu verilerin polis tarafından kullanılması hâlinde daha
               fazla hissedilmektedir. İç hukuk, bu verilerin saklanma amaçlarına uygun ve aşırılıktan
               uzak  olmalarını  sağlamalı  ve  verilerin  kaydedilme  amaçlarını  gerçekleştirmek  için
               gerekli olan süreyi aşmayacak şekilde muhafaza edilmesini temin etmelidir. İç hukuk
               aynı zamanda kişisel verilerin uygun olmayan şekilde, keyfî ve yetki aşımı yapılarak
               kullanılmasına karşı uygun güvenceler de içermelidir (S. ve Marper/Birleşik Krallık, §
               103; M.M./Birleşik Krallık, B. No: 24029/07, 13.11.2012, § 195).

               Ulusal hukukumuzda da özel hayatın gizliliği güçlü bir şekilde güvence altına alınmıştır.
               Anayasanın 20’nci maddesinde  “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını
               isteme  hakkına  sahiptir.  Bu  hak;  kişinin  kendisiyle  ilgili  kişisel  veriler  hakkında




                                                                        2022 YILLIK RAPOR  397
   393   394   395   396   397   398   399   400   401   402   403