Page 43 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 43
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Sn. Fatma BENLİ YALÇIN
İnsan haklarının koruduğu temel değer, insanın değeri, insan olma onurudur. İnsanların
hiçbir ayrım gözetilmeksizin temel haklarını kullanarak onurlu bir yaşam sürdürebilmeleri,
insan olma onurunun doğal bir sonucudur. İnsan haklarının çerçevesi ve kapsamını,
bireyin devletle olan ilişkisi belirlemekte olup; devletler bütün kurum ve kuruluşlarıyla
gerçekleştirdiği tüm işlem, eylem ile tutum ve davranışlarında, insana sonradan
bahşedilmeyen dolayısıyla geri alma imkânına sahip olunmayan, doğuştan sahip
oldukları hakları ön planda tutmak zorundadır.
Başlangıçta “yaşam hakkı”, “adil yargılanma hakkı”, “işkence ve kötü muamele yasağı” gibi
sınırlı sayıda temel haklar üzerinde yoğunlaşan insan hakları, küreselleşerek küçük bir köy
haline gelen günümüz dünyasının üretim, pazarlama ve tüketim ilişkilerinden de kaynaklı
olarak gündelik yaşamın hemen hemen tüm ilişkiler ağını sarmış, bunun sonucunda da
“kolluk meselesi”, “iç işleri/adalet politikası” şeklinde algılanan niteliği genişleyerek çevre, su,
ulaştırma, basın-yayın, haberleşme, iletişim teknolojileri, bayındırlık, mülteci, vatandaşlık,
tarım-gıda, sağlık, milli eğitim gibi politikaları da kapsayacak mahiyete erişmiştir.
Böylelikle günümüz dünyasında insan hakları alanında, hak ihlalinde bulunan aktörler
çeşitlenmiş, ihlallerin mecrası yer değiştirerek genişlemiş, ayrımcılık yasağı ile birlikte artık
bireyin refah, mutluluk ve esenliğini ilgilendiren hemen hemen tüm olumsuzluklar,
birer insan hakkı ihlali olarak karşımıza çıkmaya başlamış, böylece devletin tüm
kurum ve kuruluşları eliyle gerçekleştirdiği işlem, eylem ile tutum ve davranışları, insan
haklarının esaslı bir parçası hatta öznesi olmuştur.
Bu suretle tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte devletin (kamunun) sorumlulukları da
giderek artmış ve önceleri salt piyasa ekonomisinin kurallarına göre işleyen üretim ve
42 2022 YILLIK RAPOR