Page 220 - KDK
P. 220

346/1; Çocuk Koruma Kanunu Md. 4/b) dikkate alınması gerektiği açık-
            tır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken; onun bedensel, zihinsel, ruh-
            sal, ahlaki ve sosyal bakımdan özgürlük ve haysiyet içinde toplumsal
            gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. “Çocuğun Üs-
            tün Yararı” ilkesinin önemi, çocuğu ilgilendiren her durumda ve her
            kararda mutlaka çocuk için mümkün olan en iyi çözüm yolunun tercih
            edilmesidir.

               43. Bu noktada ilgili şahısların karşılıklı anlayış ve işbirli-
            ği de çok önemli bir faktör teşkil etmektedir. Çünkü boşanma
            sonrası çocuğun annesiyle veya babasıyla, ne zaman ve ne kadar süre
            görüşeceğini önceden bilmesi onun en doğal hakkıdır. Her ne kadar il-
            gili makamların böylesi bir işbirliğini kolaylaştırmakla yükümlülükleri
            olsa da bu makamların zorlayıcı önlemler alma yükümlülüğü ancak sı-
            nırlı düzeyde kabul edilebilmektedir.
               44. Velayet hakkına sahip ebeveynin, çocuk ile kişisel iletişim ku-
            rulmasına hükmeden mahkeme kararının icrasına uymayı reddetmesi
            veya engelleyici tutumuna bağlı güçlüklerle karşılaşıldığında, işbirliği
            yapmamanın cezalandırılması amacıyla uygun tedbirler almak yetkili
            makamların görevidir ve her ne kadar böylesi hassas bir alanda zorla-
            yıcı tedbirler uygulanması arzu edilen bir durum olmasa da çocuğun
            beraber yaşadığı ebeveynin açıkça yasa dışı davranışlarda bulunulma-
            sı halinde bir takım yaptırımlara başvurulması seçeneği gözden uzak
            tutulmaması gerektiği hususu AİHM kararlarında da belirtilmektedir.
               45. Bununla birlikte velayet hakkına sahip ebeveynin, eski eşine
            çocuğu ile kişisel iletişim kurması yönündeki mahkeme ilamının ic-
            rasının hilafına hareket ettiğinde alınacak tedbirin yeterli olup ol-
            madığının yanı sıra söz konusu tedbirin uygulanabilir ve hızla işleme
            konulması ile birlikte değerlendirilmelidir. Çünkü zamanın geçmesi,
            birlikte yaşamadığı ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişkiler üzerinde te-
            lafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilecektir.

               46. Kararın 27 ve 28 no.lu. Paragraflarında verilen istatistiki ve-
            riler boşanmanın ülkemiz için de ciddi bir sosyal sorun olduğunu
            göstermektedir. Anne ve babası ayrılan çocukların psikolojik yönden
            olumsuz şekilde etkilendikleri ve bu çocukların hayatlarının bundan
            sonraki kısmını ilave bazı zorluklarla yaşayacakları da bir gerçektir.
            Bu noktada, anne ve babanın evliliklerinin sona ermesinden sonraki




                                                               KAMU DENETÇILIĞI KURUMU  215
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225