Page 219 - KDK
P. 219
hakkında bilgilendirme yapılmasına imkan tanınması, böylece boşan-
ma sonrasında eşler arasında oluşabilecek olumsuz sonuçları bir nebze
de olsa bertaraf edilerek bir nevi arabuluculuğun sağlanacağı, değer-
lendirilmektedir.
39. AİHM’in 6 Aralık 2011 tarihli Cengiz Kılıç-Türkiye kararında;
aile arası arabuluculuk üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi
Tavsiye Kararı’na no Rec (98)1 atıfta bulunmak suretiyle, aile arası
arabuluculuğa başvurmanın “ aile fertleri arasındaki iletişimi geliştir-
mek, taraflar arasındaki anlaşmazlığı azaltmak, sağduyulu uzlaşmalar
üretmek, ebeveyn ve çocuk arasındaki kişisel ilişkilerin sürekliliğini
sağlamak, taraflar ve Devlet için ayrılık ve boşanmadan kaynaklanan
maddi ve sosyal maliyetleri azaltmak ” gibi yararları olacağı belirtil-
miştir.
40. Türk Medeni Kanununun boşanmadan sonra tek başına vela-
yet kuralını benimsemiştir. Bu kural çocuğun, diğer taraf ile olan ki-
şisel ilişkilerin zayıflamasına yol açabilmektedir. Ayrıca velayet hakkı
kendisine verilmiş olan taraf bu durumu diğer tarafa karşı bir tehdit
unsuru olarak kullanabilmektedir. Hukuk sistemimize “ortak vela-
yet” kavramı getirilmesi halinde, özellikle tarafların anlaşarak ortak
velayeti kabul etmeleri halinde çocuğun menfaati yönünden olumlu
sonuçlar ortaya koyabilecektir. Ancak bu çözüm tarzının benim-
senmesi halinde Türk Medeni Kanunun velayeti ilgilendiren
birçok hükümlerinde değişiklik yapılması gerekeceği açıktır.
41. Velayet kendisinde olan tarafın, diğer tarafın kişisel ilişki kur-
ma hakkına engel olması halinde, bilirkişi vb. ödemelerin Mahkeme
kararına uymayarak güçlük çıkarandan tahsil edilmesi veya ayrıca para
cezası öngörülmesi, buna rağmen güçlük çıkarmaya devam edilmesi
durumunda ise bu hususun velayetin değiştirilmesine neden ola-
cak bir gerekçe olarak Türk Medeni Kanununda düzenlenmesi
halinde, çocuk teslimine ilişkin ilamın gereklerinin yerine getirilme-
sine yönelik taraflar açısından caydırıcı olabileceği, düşünülmektedir.
42. Şikâyet konusu ile ilgili olarak yukarıda yer verilen değerlen-
dirilmeler hakkında yapılacak çalışmalarda öncelikle çocuğun “üstün
yararı” ilkesinin (BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Md. 3, Md. 18/1; Çocuk
Haklarının Uygulanmasına Dair Avrupa Sözleşmesi Md. 2; Çocuklarla Kişi-
sel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi Md. 4/2-3; TMK Md.339/1,
214 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU