Page 221 - KDK
P. 221
süreçte önemli olan hususun çocukların anne ve babasıyla ilişkileri-
ni hangi koşullar altında ve ne şekilde sürdürdüğü olmaktadır. Anne
baba ile çocuk ilişkisi salt hukuki bir ilişki değil, aynı zamanda duygu-
sal bir ilişki olduğu göz önüne alındığında söz konusu ilişkinin sağlıklı
bir şekilde sürdürülemediği takdirde gün geçtikçe ebeveynler ile çocuk
arasında bir takım telafisi imkânsız sonuçlar doğabilecektir. Bu duru-
mun oluşmaması için anne ve baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki-
nin, kurulmasında ve kurulan bu ilişkinin kullanılmasında çocuğun
üstün yararı dikkate alınarak devam ettirilmesi gerekmektedir.(İlknur
Serdar, “Kişisel ilişki Kurma Hakkı”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, 2007, s. 739-781)
47. Yukarıdan bu yana yapılan açıklamalar, anılan mevzu-
at hükümleri, idarelerin cevabi yazıları, yargı kararları ve tüm
dosya birlikte değerlendirildiğinde; Ülkemizin yaşadığı ekonomik
ve toplumsal düzeyde gelişmeler sonucu; aile yapısı, aile algısı ile bir-
likte aile içindeki rol paylaşımını da etkilediği hususu dikkate alındı-
ğında, günümüzde babanın sadece çocuğun maddi gereksinimlerini
karşılamakla yetinmediği, çocuğun bakımı ile doğrudan ilgilendiği,
çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmek suretiyle duygusal bir bağ kur-
duğu olgusu karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte 2015 yılı içinde
kesinleşen boşanma davaları sonucu velayete verilen çocuk sayısının
109 bin 978 olduğu ve bu çocukların %75’inin velayetinin anneye ve-
rildiğine ilişkin istatistiki bilgiden hareketle, şikayetçilerin Kurumu-
muza yapmış oldukları başvurularında belirttikleri sorunlar ve bu
sorunların çözümüne ilişkin ülkemizin taraf olduğu uluslararası söz-
leşmelere uygun yasal değişiklikler yapılması yönündeki taleplerinin
yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
48. Bu kapsamda, şikâyet konusunun çocuk ve aile kurumu ile bir-
likte toplumun genelini ve geleceğini ilgilendiren çok yönlü ve hassas
bir konu olduğu gerçekliğinin yanı sıra, ebeveyni ile görüşemeyen/gö-
rüştürülmeyen çocuklar ve ebeveyn açısından geçen zamanın, telafisi
güç ve imkânsız olumsuzluklara neden olacağı olgusu dikkate alınarak
uyuşmazlık konuları hakkında Adalet Bakanlığı nezdinde 2013 yı-
lında başlatılan ve takdirle karşılanan çalışmaların hızlandı-
rılmasında yarar olduğu düşünülmektedir.
216 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU