Page 69 - geri itme ozel raporu son
P. 69

“Pushback” of Human Rights / Ege Denizi’ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Özel Raporu




                     BMMYK kurulduğunda ve 1951 Cenevre Sözleşmesi imzalandığında, mülteciler sadece Avrupa’da-
                     ki komünist rejimlerden kaçan kişiler olarak kabul edilmekteydiler. Bu yüzden uluslararası toplum
                     1950’ler boyunca sadece Avrupa’daki mültecilere odaklanmıştır. Bu nedenle de Sözleşme ilk aşamada,
                     sadece “1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar” sonucunda mülteci durumuna düşen kişileri kap-
                     samıştır. Bu dönemde, Soğuk Savaş nedeniyle mülteci sorununa öngörülen çözüm, genellikle üçüncü
                     bir ülkeye yerleştirmek şeklinde olmuştur.

                     1960’lı ve 1970’li yıllarda ise sömürgeciliğin tasfiyesi ile yeni mülteciler birçok açıdan 1951 Cenev-
                     re Sözleşmesi’nde öngörülenlerden farklı bir nitelik taşımaya başlamıştır. Zira Avrupa dışından gelen
                     yeni mültecilerin, evlerini zulüm korkusu ile değil, sömürgeciliğin tasfiyesi sürecinde yaşanan savaş ve
                     şiddet nedeniyle terk ettikleri ve çoğunun ülkeleri bağımsızlığa kavuşup güvenlik sağlandığında geri
                                                               32
                     dönmeyi isteyen kişilerden oluştukları görülmektedir.
                     1980 ve 1990’lara gelindiğinde ise Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin sığınmacı akınına uğraması,
                     hükümetlerin caydırıcı ve kısıtlayıcı önlemler alma eğilimli politikalar uygulaması ile sonuçlanmıştır.
                     Bu süreçte yapılan kanuni değişikliklerin sığınmacıların, sığınma usullerine ve güvenliğe erişimlerini
                     olumsuz şekilde etkilediği görülmektedir. 33

                     Söz konusu kısıtlayıcı uygulamalar göçmen kaçakçılığına ve illegal girişlere; bunun sonucunda ise
                     refakatsiz çocuklar dâhil sığınmacıların sıklıkla gözaltında tutulmalarına ve ailelerin yeniden birleşmesi
                     konusunda mültecilerin birçok sorunla karşılaşmasına da yol açmıştır. Sanayileşmiş ülkelerin yasa dışı
                     göçmenleri caydırma yönündeki politikaları, “mülteciler” ve “ekonomik sebepli göçmenler” arasın-
                     da zaten sorunlu olan ayrımı daha da güçleştirmiştir.
                     1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Antlaşması ile 1999’a kadar parasal birliğin ta-
                     mamlanmasına, Avrupa vatandaşlığının oluşturulmasına ve ortak dış ve güvenlik ile adalet ve içişle-
                     rinde işbirliği politikalarının meydana getirilmesine karar verilmiştir. 34

                     AB’nin kuruluşundan sonra dış sınırların korunması alanındaki hedefleri, iç sınırları olmayan bir alan
                     olan Schengen bölgesi içinde hareket özgürlüğünü korumak ve AB’nin dış sınırlarını aşan kişilerin
                     etkin bir şekilde izlenmesini sağlamak olmuştur. 35

                     1990’lı yıllarda Avrupa genelinde sığınmacılara uygulanan kısıtlayıcı tedbirler, ekonomik krizle birlikte
                     2000’li yıllarda da artarak devam etmiş; 2011 yılından itibaren Suriye Arap Cumhuriyeti’nde yaşanan si-
                     yasi gelişmeler nedeniyle milyonlarca Suriyelinin ülkesini terk ederek başka ülkelere sığınmak zorunda
                     kalması ile söz konusu caydırıcı önlemler tarihinde hiç görülmemiş bir noktaya ulaşmıştır.






                     32   A.g.e.
                     33   A.g.e.
                     34   Ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.ab.gov.tr/avrupa-birliginin-tarihcesi_105.html; Erişim Tarihi: 05/09/2021.
                     35   Ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.avrupa.info.tr/tr/schengen-bolgesi-602; Erişim Tarihi: 05/09/2021.



                                                                                                              67
   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74