Page 135 - ilitam-dergisi

İLİTAM DIN EĞITIMI VE ILAHIYAT LISANS TAMAMLAMA PROGRAMI

Merkezi’nde ve Çekmeköy’de bir Kur’an kursunda hem de Avrupa yakasında
Ensar Vakfının genel merkezinde 65 hocayla 2006’dan 2012’ye kadar devam
etti. Ben de bu süreci çok etkin bir şekilde yürüttüm. Peki, niçin bu çalışmayı
yapmıştık? Çünkü sabahleyin hocalarımız bahsetti, o dönemde ilahiyat fakül-
telerinin kontenjanları azaltılmıştı. Ön lisans ve İLİTAM var ancak bu öğrencile-
rin de kendilerini yetiştirebileceği bir ortam ve imkân yoktu. Onlara bu imkânı
oluşturalım istedik. Hayrettin Karaman Hocam bizim bu çalışma hakkında “Siz
diplomaların içini dolduruyorsunuz.” diye bir tarifte bulunmuştu. Ayrıca İSMEK’le
de iş birliği yaparak çocuk eğitimiyle ilgili iki günlük program alıyorduk. Şimdi,
onların çoğu elhamdülillah, öğretmenlik ve Kur’an kursu hocalığı yapıyor. Tabii,
2009 yılından sonra katsayı engelinin kalkması, 2012 yılından sonra 4+4+4 uy-
gulaması ile imam hatip ortaokullarının yeniden açılması, başörtüsü engelinin
kalkması ve ilahiyat fakültelerinin sayısının artmasıyla, kontenjanların artmasıyla
biz Ensar Vakfından bu programı iptal ettik, kaldırdık. Artık buna ihtiyaç kalmadı
dedik. Çünkü artık örgün eğitimde bir çok imkân var. Ayrıca ilahiyat fakültesinin
doğasında olması gereken de örgün eğitimde gerekli donanımın kazandırıl-
masıdır.

İlahiyat Fakülteleri Dekanları toplantısında özellikle İLİTAM mezunlarının
yaşadıkları sorunlar ve sistemsel olarak ortaya çıkan sorunlar birkaç defa dile
getirildi. Ben de İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünden öğretmenlerimiz ara-
sında ne kadar İLİTAM mezunu olduğuna ilişkin bilgi almak istedim ancak bu
mümkün olmadı. Çünkü İLİTAM mezunlarının diplomasında İlahiyat Fakültesi
Diploması yazıyor ve İLİTAM mezunu oldukları belli değil. Belki onların mesleki
gelişimi için daha özgün çalışmalar planlanabilir mi? Bu da mümkün değil. Bu
konuya ilişkin veriyi bir anket aracılığı ile toplamaya çalışsak bu da mümkün
değil. Örgün din eğitimde Kur’an-ı Kerim ve Arapça öğretiminde maalesef iste-
nilen düzeyde olmadığımız dile getiriliyor. Birçok fakülte hocamız “İmam hatip
liselerinden bize nitelikli öğrenci gönderin.” diyor. Ama hatırlarsınız yüz yıl önce
Türkiye’de Maarif Nâzırı Emrullah Efendi’nin başlattığı bir tartışma vardı. “Tuba
Ağacı Nazariyesi”nde Emrullah Efendi Cennet’teki “Tuğba Ağacı”nı metafor ola-
rak gösteriyor ve “eğitimde nitelikli bir sonuç alabilmek için nasıl ki cennetteki
Tuba Ağacı’nın kökü yukarıda, meyveleri aşağıdaysa eğitimde de başarılı ola-
bilmek için yükseköğretimin çok kaliteli olması lazım ve temel eğitimin de o
kaliteyle beraber yetişmesi lazım.” diyor.

OCAK 2020 135