Page 174 - ilitam-dergisi
P. 174

İLİTAM DIN EĞITIMI VE ILAHIYAT LISANS TAMAMLAMA PROGRAMI










                     23. Eğitim hakkının sınırlandırılmasına ilişkin olarak Anayasanın 42 nci maddesi
                     incelendiğinde, eğitim hakkının sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı, ancak
                     “öğrenim hakkının kapsamının” kanunla tespit edileceği ve düzenleneceği hüküm altına
                     alındığından, bu alanda yasama organına bir takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. Bu
                     durumda devletin takdir alanının sınırsız olduğu söylenemez. Nitekim, “Temel hak ve hürriyetlerin
                     sınırlanması”na ilişkin Anayasanın 13 üncü maddesinde, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine
                     dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak
                     kanunla sınırlanabileceği ve bu sınırlamaların Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum
                     düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı hükmüne yer
                     verilmiştir.
                     24. Din ve inanç hürriyeti ise kişinin mensubu olduğu dinin gereklerini yerine getirmek için; ibadet
                     yerleri açması, ibadetlerini özgürce bireysel veya topluca yerine getirmesi, dini eğitim alması vb.
                     taleplerinin din ve inanç hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi ve bu hakların güvence altına
                     alınmasını gerektirmektedir.
                     25. Yukarıda yer verilen ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine rağmen eğitim hakkını
                     engelleyecek ve din ve vicdan özgürlüğünü zedeleyecek şekilde dini eğitim alma imkânının
                     kısıtlandığı, imam hatip liseleri ile meslek liselerinin katsayı problemi nedeniyle öğrenci
                     bulmakta zorlandıkları, dini yaşamın ve dini eğitimin baskı altına alındığı süreçlerin
                     yaşandığı, söz konusu demokrasi dışı engellemelerin pek çok demokratik açılımla giderilmeye
                     çalışıldığı, ancak dönemin mağduru olan vatandaşların söz konusu dönemdeki kayıplarının
                     etkilerini bu demokratik kazanımlara rağmen hala hissettikleri bilinmektedir.
                     26. Hukuk ihlallerinin yaşandığı, temel hak ve hürriyetlerin hukuki alt yapıdan yoksun, siyasi
                     ve ideolojik nedenlerle sınırlandığı 28 Şubat sürecinin resmi olarak 28 Şubat 1997 tarihinden
                     itibaren etkisini daha açık şekilde göstermeye başladığı, bu dönemde “irticaya karşı” başlatıldığı
                     iddia edilen ordu ve bürokrasi temelli sistematik uygulamalar ile kılık kıyafetlerinden veya dini
                     hassasiyetlerinden ötürü birçok vatandaşımızın, başta memurlar ve üniversite öğrencileri
                     olmak üzere mağduriyetler yaşadığı, çeşitli haksızlıklara uğradığı görülmektedir. Üniversitelerde
                     başörtüsü yasağı, İstanbul Üniversitesi Rektörü’nün başörtülü ve sakallı öğrencilerin sınıflara
                     alınmamalarını, girmişlerse derslerin iptal edilmesini öngören 23/02/1998 tarihli Genelgesi ile
                     başlamıştır. 28 Şubat post modern darbesi sürecinin yaşandığı, Milli Güvenlik Kurulu uzmanlarının
                     YÖK Başkanı ve üniversite rektörlerine brifingler verdiği bu süreçte, Yükseköğretim Kurulunun
                     07/09/1998 tarihli ve 19922 sayılı Genelgesi ile başörtüsü yasağı tüm üniversitelerde başlamıştır.
                     Başörtülü öğrencilere Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 7 nci
                     maddesinin (a) bendinde öngörülen “öğrencilik sıfatının gerektirdiği itibar ve güven duygusunu
                     sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” veya aynı maddenin (e) bendinde öngörülen “ders,
                     seminer, uygulama, laboratuvar, atölye çalışması, konferans gibi çalışmaların düzenini bozmak”
                     suçlarından kınama cezaları verilmiş, başörtülü öğrencilerin eğitimlerine başörtülü olarak devam
                     etmelerine izin verilmediği için devamsızlık sebebiyle eğitimlerini bırakmaya zorlandıkları veya
                     okullarıyla ilişkilerinin kesildiği görülmüştür (Gözler, K. (2009) İdare Hukuku, Cilt 2. 2. Baskı,
                     Bursa, Ekin Kitabevi, s.338) “Devrin YÖK Başkanının ‘hizmete özel’ bir yazı göndererek
                     üniversiteye türbanlı olarak gelen öğrencilerin Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 10/b maddesi
                     uyarınca cezalandırılmasını istediği anlaşılmaktadır.” (Gözler,2009:340). Söz konusu dönemin
                     etkilerini İlahiyat Fakülteleri de aynen yaşamış olup, 1998 yılından sonra İlahiyat Meslek Yüksek
                     Okullarına öğrenci alımının durdurulduğu bilinmektedir. 2002 yılından itibaren ise
                     üniversitelerde başörtüsü yasağı ile ilgili uygulamada bazı yumuşamalar meydana gelmiş, 2007
                     yılında üniversitelere başörtülü öğrencilerin girmesinin önünün açılmış, YÖK Başkanının
                           5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’na uygun olarak Güvenli Elektronik İmza ile üretilmiştir. Evrak teyidi
                            https://ebys.ombudsman.gov.tr/sorgu/sorgula.aspx adresinden 72IR-64BG-89HP kodu ile yapılabilir.
                                               10 / 17











           174   OCAK 2020
   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178   179