Page 22 - kdk-sempozyum-3
P. 22

Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu bağımsız bir yapı ve uzmanlık kuru-
               luşu olarak daha ileriye bir adım mahiyetinde hayata geçirildi.
               Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı da bir baş-
               ka alanda yargı sürecindeki hak arama çabaları için yeni bir imkân ola-
               rak sistemdeki yerini aldı.

               Temel  kanunlarda  yapılan  değişiklikler  de  hep  bu  amaca  yöneliktir.
               Türkiye bu şekilde demokrasi ve kalkınma alanında tarihi bir dönüşü-
               mü gerçekleştirirken, aynı zamanda bölgesel ve küresel sorunlar ko-
               nusunda da insani, ilkeli ve kararlı bir duruş sergiledi. Daha ileri bir
               demokrasinin gerçekleştirilebilmesi için bizim bunlara ihtiyacımız vardı
               ve onun içinde bu adımları attık, atıyoruz. Mülteci sorunu karşısındaki
               tavrımız bunun son örneğidir.

               Bakınız, bugün Avrupa Birliği 28 ülkesiyle sadece 400 bin civarında bir
               mülteci müracaatını kabul ederken veya onların kapılarına geldiğinde
               kapılarını açmak suretiyle onlara “evet” derken, paniğe kapılmış bir du-
               rumdayken biz Türkiye olarak 2011 yılından bu yana Irak ve Suriye’den
               gelen 2 milyonu aşkın kişiyi şu anda misafir etmiş bulunuyoruz. Üstelik
               Türkiye mülteci sorununa ilave olarak bir de terörle mücadele ediyor.
               Biz, bir “açık kapı” politikası uyguluyoruz. Sınırlarımızı kapamak suretiy-
               le veya onların Akdeniz’de, Ege’de boğulmasını seyrederek değil. Sınır-
               larımıza dayanan insanların buraya keyfi şekilde veya bize tehdit ola-
               rak değil, canlarını ve geleceklerini kurtarmak için geldiklerini biliyoruz.
               Ama şu anda Batı’ya bakıyoruz ki, bir kısmı “Hıristiyan köklerini zedele-
               yecek bu akıma müsaade etmeyin, etmeyelim, ancak Hıristiyanları alın,
               bunun dışındakileri almayın” yaklaşımıyla inançların dünyada küresel
               bir yapıyı ifade ettiği böyle bir dönemde yapılması, bunları görmemiz
               gerçekten kabul edilebilir bir şey değildir.
               Biz, insana insan olarak bakıyoruz, inancıyla bakmıyoruz ve bakmaya-
               cağız. Mağdur mudur, mazlum mudur; biz kapımızı açarız.
               İşte  şu  anda  Kudüs’te  Mescid-i  Aksa’da  yapılanları  görüyorsunuz.
               Burada maalesef İsrail’in askerleri, polisi, 3 Semavi dinin; Müslümanlık,
               Hıristiyanlık  ve  Museviliğin  kutsal  kabul  ettiği  Mescid-i  Aksa’daki
               uygulaması  asla  kabul  edilebilir  bir  şey  değildir.  Kapıları  kırmak
               suretiyle, içeride Mukaddes Kitabımızı yerlere atmak suretiyle, onları
               yakmak suretiyle, bütün camları kırmak suretiyle, bu yaptıkları kabul
               edilebilir bir şey değildir. Türkiye, burada tam aksine farklı inançların


          20        |  III. ULUSLARARASI OMBUDSMANLIK SEMPOZYUMU
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27