Page 23 - kdk-sempozyum-3
P. 23

buradaki  mabetlerini  ihya  ederken,  hatta  hatta  inşa  ederken  bu  tür
                  şeylerle  karşılaşmak  bizleri  ciddi  manada  rahatsız  etmektedir  ve
                  bu  küresel  bazı  olumsuz  gelişmeleri  de  tetikleyeceğinden  endişe
                  ediyorum.
                  Bir defa burada bir mülteci sorunu noktasını ifade etmem lâzım, Av-  III. ULUSLARARASI OMBUDSMANLIK SEMPOZYUMU
                  rupa’daki dostlarımızın bir defa şundan emin olması lâzım: Sınırları-
                  na gelen insanların nihai hedefi onların ülkeleri değildir. Bu insanlar
                  aslında kendi vatanlarına, kendi ülkelerine kavuşmak istiyorlar. Ama
                  kendi ülkeleri onlar için yaşanması mümkün olmayan bir hale gelmiş
                  durumda. Mülteci sorunun çözümü, kapılarını bu insanlara kapatmak-
                  tan,  sınırlara  tel  örgüler,  duvarlar  çekmekten  geçmiyor.  Asıl  çözüm;
                  bu  insanların  geldikleri  yerdeki,  kendi  ülkelerindeki  çatışmaların  bir
                  an önce durmasını, halkın sesine ve taleplerine kulak verecek yöne-
                  timlerin işbaşına gelmesini sağlamaktır. İşte o zaman bu insanların ne
                  bizim sınırlarımıza, ne de Avrupa ülkelerinin kapılarına dayanması için
                  bir  sebep  kalmayacaktır.  Mülteci  sorununun  gerisindeki  asıl  sebebi
                  görmeden ve buna uygun çözümler üretmeden atılacak her adım in-
                  sanlığın vicdanını yaralayan yeni görüntüler ortaya çıkarmanın ötesine
                  geçemez.
                  Az önce ifade ettim, Akdeniz’de, Ege’de çaresizliğin zorlamasıyla yapı-
                  lan yolculuklarda hayatlarını kaybeden çocukların, kadınların, erkekle-
                  rin cesetlerinin kıyılara vurmasını seyretmeye daha fazla devam ede-
                  meyiz.

                  Suriye’deki sorunun rejim sorunu, rejimin halkına zulmü sorunu açık-
                  ça ortadayken, meseleye hâlâ uluslararası güç dengeleri ve siyasi he-
                  saplar zaviyesinden bakmak vicdanları kurutur. Bakın hâlâ bazı ülke-
                  ler Suriye’ye uçaklar gönderiyor, yardımlar devam ediyor. Ama Tayyip
                  Erdoğan  bunu  dillendirdiği  zaman  bu  defa  Türkiye’nin  büyükelçisini
                  çağırmak suretiyle “Niçin bunlar söyleniyor” deniliyor. Bunu sizin yetki-
                  lileriniz söylüyor, ben söylemiyorum. Yetkilileriniz diyor ki, “biz Eset’in
                  arkasındayız”  ve  uçaklar  gönderiliyor,  silahlar  gönderiliyor,  parasal
                  destekler veriliyor, bunların hepsi bizim tespitimizdir. Açıkça kendileri
                  de bunları zaten ifade ediyor, hatta ve hatta uluslararası toplantılarda
                  da bunları ifade ediyorlar.
                  Aslında buna da bir Ombudsmanlık gerekiyor, ama nasıl olacak bu iş,
                  sıkıntı burada. Türkiye’nin Suriye ile ilgili söylediği her şey en başından


                                                   16 - 17 Eylül 2015, ANKARA   |        21
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28