Page 128 - soma rapor 30122014
P. 128
yatırımlar yapmaktadırlar. Bu hususlardan kaçınılması için yeraltı kömür maden rezervlerinin
havza şeklinde planlanıp ona göre üretim ve güvenlik sistematiği geliştirilmesi gerekmektedir.
Aynı havza içerisinde birbirlerinden bağımsız işletme projesi hazırlanılması ve
faaliyet gösterilmesi iş güvenliği açısından olduğu gibi maliyet ekonomisi açısından da
sorunludur. Hatta belirli bir kömür havzasındaki rezervin paylara bölünüp yıllara sâri olarak
küçük ölçeklerle özel sektöre verilmesi de aynı açıdan sorunludur. Örneğin 10 yıllık bir proje
için yapılacak makine ve güvenlik yatırımlarının boyutu, o havzadaki tüm bölgeler birlikte
projelendirildiğinde ekonomik olabilir. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda yapılacak ihaleleri
alamama gibi ciddi bir riske sahip olan yatırımcı-işletmeci için, teknoloji yoğun yerine emek
yoğun bir üretim sistemi ve iş güvenliği dâhil tüm maliyetlerde tasarruf etmek cazip hale
gelecektir. Bu itibarla yatırımcıların bu açıdan korunması; havza madenciliğine geçilmesi veya
işini kurallara uygun yapması şartıyla diğer bölgeler için öncelik hakkı verilmesi ile
gerçekleştirilebilir.
Bir yeraltı kaynağının küçük parçalara bölünerek farklı işletmelerce işletilmesi
sürdürülebilir doğal kaynak yönetimine de aykırıdır. Çünkü bu sahalarda cevher parçalara
bölünüp çıkarıldığından farklı işletmelerin sınırlarında rezerv kayıpları olması kaçınılmazdır.
Ayrıca güvenli madencilik sistemlerinin başlangıç yatırımları çok yüksektir. Dolayısıyla
rödövans ile cevheri işleten firmaların yeterli yatırım sermayelerinin olmaması durumunda
Soma’da olduğu gibi işgücüne dayalı bir madencilik kaçınılmaz olmaktadır. Rezervi parçalara
bölüp üretime açmak maksimum kâr açısından ölçeği küçülteceğinden büyük bir ulusal
kayıptır. Eğer bu maden, söz konusu güvenlik maliyetleri hesaba katıldığında kâr etmiyorsa, o
zaman hepimizin hakkı olan bu yeraltı kaynağı, bizlere ve gelecek nesillerimize katkı
sağlamadan, sadece işletme sahibinin belli bir süre zenginleşmesine hizmet ederek heba
edilmemelidir.
Madenciliğin pahalı bir iş olması yani riske edilen sermayenin yüksekliği, ölçek
ekonomisinin uygulanmasını zorunlu kılan bir diğer nedendir. Madenin tetkiki ve aranması
aşamasında yapılan büyük sabit yatırımların neticesinde, pek çok durumda işletme projesi
ekonomik açıdan uygulanabilir görülmeyerek projeden vazgeçilebilmektedir. Bu itibarla
yalnızca proje ruhsatı için değil, arama ruhsatı açısından da, faaliyetlerin verimliliği yönüyle
ölçek ekonomisi önem arz etmektedir. Havza madenciliğinin ölçek ekonomisi gerektiren bir iş
olması, bu iş için gerekli sermayenin temin edilmesi açısından alternatif yöntemlerin
düşünülmesi gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır.
Bu alandaki dünya örnekleri incelendiğinde; madencilik alanında faaliyette
114