Page 146 - soma rapor 30122014
P. 146

Bu  bağlamda,  rödövans  uygulamasındaki  risk;  kısa  süreli  sözleşmeler  çerçevesinde

               rödövansçının,  ruhsat  sahibine  karşı  mali  yükümlülüklerini  yerine  getirme  ve  kâr  etme
               düşüncesiyle  hareket  etmeyi  öncelikli  hedef  olarak  belirleyerek  iş  ve  işçinin  güvenliğini

               sağlamaya  yönelik  olarak  yapılması  gereken  yatırımları,  alınması  gereken  tedbirleri  ekstra
               maliyet unsuru olarak görme yanılgısına düşebilmesidir. Oysaki iyi işleyen, gerekli kontrollerin

               her  aşamada  etkin  ve  verimli  yürütüldüğü  bir  sistemde  bir  işin  özel  ya  da  kamu  eliyle
               yürütülmesinde herhangi bir farklılık olmaması gerekmektedir.


                     Dolayısıyla Maden Kanunu’nun Ek 7 nci maddesinde yer alan ve rödövans sözleşmesine
               istinaden işletilen alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı

               ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumlulukların rödövansçıya ait olduğuna dair

               hükmün, uygulamada karmaşaya neden olduğu, bu sektörün ana kurumu olan Enerji ve Tabii
               Kaynaklar  Bakanlığının iki idaresi  olan Maden  İşleri  Genel  Müdürlüğü  ve Türkiye  Kömür

               İşletmeleri Kurumunca iş ve işçi sağlığı ve güvenliği yönünden, herhangi bir görev, yetki ve
               sorumluluklarının bulunmadığı, iş ve işçi sağlığı ve güvenliğinin denetimi ile ilgili tek yetkili

               idarenin İş Teftiş Kurulu Başkanlığı olduğu yaklaşımı ile hareket edildiği gözlenmiştir.

                     İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince belirli aralıklarla gerçekleştirilen denetimlerin

               fonksiyonu son derece önemli olmakla birlikte, bu denetimlerin, denetlenen anın fotoğrafının
               çekilmesi anlamına geldiği ve varsa o ana ilişkin eksiklik ve ihmallerin rapor edileceği göz

               önünde bulundurulduğunda, yeraltı madenciliği gibi dinamik bir sektörde bir ocağın işçi sağlığı

               ve güvenliği yönünden salt bahse konu denetim raporlarına bakılarak değerlendirilmesinin çok
               da isabetli olmayacağı, bu nedenle özellikle ruhsat verme makamı olan Maden İşleri Genel

               Müdürlüğü  ve  ruhsat  sahibi  konumundaki  Türkiye  Kömür  İşletmeleri  Kurumunca,  özel
               işletmelerce yürütülen madencilik faaliyetlerinin her açıdan etkin bir şekilde kontrolünün son

               derece önemli olduğu düşünülmektedir.

                     Yaşanan ölümlü  ve  yaralanmalı maden kazalarının sayısı, ülkemizi  bu konuda dünya

               sıralamasında  başlara  taşımaktadır  ki  bu  husus  son  derece  üzücü  ve  düşündürücüdür.  Bu
               noktada  maden  işletme  projelerinin  her  açıdan  yeterliliğinin  ve  yürütülen  madencilik

               faaliyetlerinin  eldeki  proje  ile  uyumlu  olup  olmadığının,  farklı  mühendislik  alanlarının  da

               içinde yer alacağı ehil bir ekip ile tetkiki önem arz etmektedir.

                     Bu hususa Sayıştay Başkanlığı’nın Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’na ilişkin 2012

               yılı raporunda da yer verilerek, yeraltı üretimi yapan müesseselerde yeraltı üretiminin tamamı
               ile  açık  ocaklarda  yapılan  dekapaj  ve  kömür  üretiminin  önemli  bir  kısmının  yüklenici

               marifetiyle  yapıldığı,  sözleşme  gereği  yapılan  iş  ve  işlemlerin  bedelinin  Kurumdan  tahsil

                                                           132
   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151