Page 221 - soma rapor 30122014
P. 221
görev tanımlarının neredeyse birbirinin aynı olduğu görülmektedir.
Her bir maden işletmesine konu ile ilgili Bakanlıkların yayımladığı yasal düzenlemeler
çerçevesinde teknik nezaretçi, iş güvenliği uzmanı, teknik eleman, daimi nezaretçi veya işyeri
açma ve çalışma ruhsatı almak için sorumlu müdür atanması veya istihdam edilmesi
gerekmektedir. Belirtilen unvan ve nitelikteki kişiler daimi veya sözleşmeli olarak yasal
düzenlemelerde tanımlanan görevleri gereği çeşitli sorumluluklar taşımaktadırlar. Bununla
birlikte birbiri ile paralel veya benzer görevlerin farklı gibi düzenlenmesi, benzer hizmetler için
birden fazla kişinin istihdam edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu durum maden işletmelerine
gereksiz maliyetler yükleyeceği gibi bu kişiler arasında görev çakışmasına da neden olmaktadır.
Nitekim teknik nezaretçi ve iş güvenliği uzmanının görevlerinin mahiyeti itibariyle
güvenli ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı tesis etmek olduğu, daimi nezaretçi ve teknik
elemanın da işletmede yürütülen faaliyetleri planlama ve nezaret etme görevlerinin olduğu, yine
daimi nezaretçinin iş güvenliği uzmanı olması şartlarını taşıması halinde iş güvenliği ile ilgili
görev ve sorumlulukları da yerine getirebilmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Bu
kapsamda, teknik ve daimi nezaretçi ile iş güvenliği uzmanı ve teknik elemanın, farklı
mevzuat hükümlerinden kaynaklanan yetki-görev karmaşasına son verilmesi, görev ve
sorumlulukların kesin hatlarla tanzimi gerekmektedir.
51. Kamuoyunda sıklıkla dile getirilen bir eleştiri de nezaretçi ücretlerinin, denetim
yapılan madenin ruhsat sahibi veya işletmecisi tarafından ödenmesi, nezaretçilerin ruhsat sahibi
ile sözleşmelerinin feshedilmesi veya görevlerinden azledebilme endişesi taşımaları nedeniyle
işverene karşı “bağımsız” hareket edememeleridir.
Maden işletmesinde faaliyetlerin iş güvenliği ve sağlığı ilkelerine uygun şekilde
idame ettirilmesi zorunlu olup bunun gerçekleşmesi, teknik ve daimi nezaretçiler ile iş
güvenliği uzmanlarının alacağı “bağımsız” kararlar ile mümkündür. Bu kişilerin
görevlerini bihakkın yerine getirebilmesi ve gerektiğinde mevzuat hükümlerini
uygulayabilmesi için işverenden bağımsız ve güvenceli bir yapıya ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu durumda, bu kişilerin ücretlerinin bu sektörde faaliyet gösteren işverenlerden tahsil
edilecek kesintilerle oluşturulacak ortak bir fondan karşılanması, bu kişilerin iş
sözleşmelerinin işveren yerine fon gelirleri ile oluşturulacak birlik ya da kooperatif tarzı
tüzel kişilerle akdedilmesinin sağlanması, birlik ya da kooperatifin yönetiminin ise işçi ve
işveren temsilcileri Kamu otoritesi temsilcilerinden müteşekkil karma bir model
çerçevesinde oluşturulması, böylelikle bu uygulamanın Kamu otoritesinin denetimine
açık, işverenden bağımsız, kurumsal bir yapıya dönüştürülmesi faydalı olacaktır. Ayrıca
207