Page 143 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 143

2. GÜN





            rim çünkü bizim ülkemizde de farklı boyutta olsa da aynı nitelikte benzer
            sorunlar bulunmakta ve bu sorunlar  arasındaki bağlantının vurgulanması
            çok önemli. Bu nedenle AB’de göçmenlerin ve mültecilerin karşılanmasına
            yönelik politika ve kültüre yönelik bir genel bakış vermek istiyorum ve bu
            fenomenin, bizim içinde bulunduğumuz sosyal ve ekonomik kriz bağlamın-
            da terörist ataklar için de yaygınlaştırılması önemlidir ancak bu tek neden
            değildir.
            Öyle sanıyorum ki Avrupa Komisyonunun ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğe karşı
            duruşu konusunda yılında rapor edilecek oldukça fazla şey var, biz Avru-
            pa’daki  yabancı  düşmanlığı  ve  hoşgörüsüzlük  konusunda  çalışan  bir  ko-
            misyonuz. Ben ırkçılık ve göçmenlik kelimelerini aşağıda ırkçılık tarafından
            alınan aynı anlamlar üzerinden kullanacağım. Bu; ırk, renk, dil din veya ulu-
            sal kökenli dine dayalı inançların bir kişi veya kişiler grubu için davranışlara
            gerekçe oluşturması yönündeki inançtır.
            Bir kişinin veya kişiler grubunun ulusal üstünlüğü bağlamında, göçmenlik,
            insanların birçok farklı nedene bağlı olarak ülkelerini terk etmelerini ifade
            eden bir kavramdır. Her halükarda, ırkçılık kavramı göçmenlik durumuna
            yönelik  olarak  birçok  farklı  zorlukları  beraberinde  getirmektedir.  Tanıma
            bağlı olarak İslamofobi, ırkların ırksal ayrımının bir biçimi olarak karşımıza
            çıkmaktadır. Ne yazık ki İtalyanlar İslam dini konusunda bir bilgi sahibi ol-
            masalar bile farklılıktan korktukları ve bunun bir politik kullanım malzemesi
            olması nedeniyle İslam veya Müslümanlara yönelik bir nefret veya korkuya
            sahiptir. Bu aynı zamanda Avrupa ülkeleri için de geçerlidir yani göçmenlere
            karşı söz konusu olan yabancı düşmanlığı.
            Dünya olarak bizler farklı türdeki bu ayrımcılığa karşı savunma yapmalıyız ve
            bunun yapılmasının kolay bir şey olduğunu söylemiyorum. Özellikle okumak
            istediğim bir alıntı var, “Nefret Suçu!” Yani nefret konuşması ve nefret suçu
            özellikle bu konuya yönelik olarak ele almamız gereken bir noktadır. Devam
            ediyorum, ancak farklı tanımlar arasında yapılması, özellikle de konuyu ko-
            lektif, toplumsal olarak değil de kişi bağlamına ele alıyorsak zordur. Birçok
            boyutu ile birey ve onun erkekler veya kadınlar olsun insan onurunun tama-
            men ihlal edilmesini temsil eden kabul edemeyiş tavrından bahsediyorum. Bu
            bireysel boyutta yani ırk, yaş, cinsiyet, sınıf, köken ulus veya din olarak bu
            boyutta bulunmamaktadır. Örneğin kadınların toplumsal cinsiyetleri nede-
            niyle ayrımcılığa uğradıklarını bilmek yeterli değildir. Bunun yerine ırkçılığın
            toplumsal cinsiyet kimliği, göçmenlik durumu, yaş, yerlilik durumu, engelli-
            lik, sosyo ekonomik durum gibi konuları göz önüne almamız gerekmektedir.
            Bu olgu noktasında kombinasyonun, ilave ayrımcılık yükü yerine ayrımcılığın


                                                                        141
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148