Page 147 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 147

2. GÜN





            Anayasası’nın 8’inci maddesinin uygulanmasında bazı zorluklar bulunmakta-
            dır, örneğin İslami inançta gözlemlendiği kadarıyla İslami statü durumunda
            bazı zorluklar mevcuttur. İslam’ın şu andaki durumunun güçlü bir karşılıklı ku-
            tuplaşmanın etkisi altında olduğunu tespit etmek zor değildir ve bu nedenle
            de bir taraftan bu zorluk varken diğer taraftan başka sorunlar ortaya çıkmak-
            tadır. O zaman ne yönde karar verilmelidir? Biz şu anda keşfetme döneminde-
            yiz, çünkü Müslüman azınlığın dinsel özgürlüğü etkileyici şekilde uygulamalar
            büyük ölçüde hukuk kültürüne dayanmaktadır. Yani İslami hukuk geleneği
            söz konusu, ancak meşruiyet farklı düzenleme temelinde ve insanların duru-
            muna yönelik, ancak sorun bu değil, sorun şu ki bu durum İslam hukukunun
            yorumlama ve uygulama arasında bir alan bırakmayacak şekilde ele alınması
            suretiyle hukuki dağılım sorunu. Buna karşı olarak izin verici ve çoğulculuğa
            daha yatkın bir yorumlama söz konusu olabilir ve tarafların arasındaki farklı-
            lıklar bir norm olarak kabul edilebilir. Bu konuda çok kötü duruşumda varsa
            üzgünüm ancak umarım beni anlıyorsunuzdur.
            İkinci duruma bakıldığında, formüle edilmesi mümkün olmuştur, ancak Tus-
            cany ve Lombary’nin bölgesel hukukunda örneğin ibadetin tasarım biçimine
            ilişkin olarak süreçler belirlenmiştir. İtalyan anayasa mahkemesinde, 2016
            yılında alınan 63 numaralı kararla, ibadet yeri bakımından dini konulara iliş-
            kin temel bir ilke tespit edildi. Öncelikle ibadet yerinin açılması konusunda
            kamusal olarak uygulanan mevcut bulunmama koşulu aynı şekilde uygulan-
            mıştır ve bu ilke Anayasası’nın 19’uncu maddesine karşılık gelmektedir. Do-
            layısıyla dini deneyimin yaşanmasına yönelik tüm yollar için aynı şekilde hu-
            kuki koruma sağlanmalıdır. Bu aslında toplulukların boyutunda söz konusu
            olan bir durumdur. Bu nedenle, örneğin her zaman Tusscany’de hukuki çer-
            çeveye yönelik bir cevabımız bulunmaktadır, Tuscany’de mevcut bulunan
            farklı Müslümanlar ve İslam birlikleri arasında bir mutabakat bulunmaktadır
            ve bu örneğin özel yiyeceklerin bulunduğu özel dükkânların açılması için de
            söz konusudur. Bu çok önemlidir, çünkü başta söylediğim gibi bir tabandan
            başlıyoruz ve sorunun üstüne çıkıyoruz. Böylelikle önemli politika önerile-
            rinden bazılarını özetledim ve özellikle ayrımcılık bağlamında İslamofobi-
            nin göz önüne alınması oldukça önemli bir konu, bu konuda çok çaba sarf
            etmeliyiz. İslamofobya bir suç olarak kabul edilmelidir ve Avrupa çapında
            tüm ulusal istatistiklere dâhil edilmelidir. Nefret suçu, ırkçılık da tüm Avru-
            pa ülkelerinde kabul edilmelidir. Yani bir kişinin dini kimliği konunun hedef
            gösterilecek bir şey olmaması sağlanmalıdır. İslamofobya konusundaki tüm
            verileri toplamak için tüm olaylar kaydedilmeli ve tüm Avrupa devletlerine
            tanıtılmalıdır. İslamofobik saldırıların kurbanlarını korumak için, tüm Avru-
            pa devletlerinde kavramlara yönelik yasaklama tesis edilmelidir.



                                                                       145
   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152