Page 146 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 146

2. GÜN





                  menlerden oluşmaktadır ve İtalyan işgücü piyasaları genellikle düşük ücretli
                  işlerde çalışılmaktadır ve bu nedenle çalışanlar fazla kalifiye olarak kalmakta-
                  dır. Bu bağlamda kadınları içeren işler için, nüfusun daha zayıf olan kısmı olan
                  kadınların da en fazla ayrımcılığa maruz kaldığı açıktır. İtalya’da özellikle bir
                  aile bağlamında bağlılık söz konusu olduğunda izin verilmektedir, ancak bazı
                  durumlarda baskı söz konusu olmakta ve hatta bu aile tarafından gerçekleş-
                  tirilmektedir. Medyadaki negatif temsil nedeniyle İtalyanların %63’ü ülkelerin-
                  de yaşayan Müslümanlar konusunda olumsuz bir düşünceye sahiptir ve eğer
                  aile içi şiddet varsa İtalyanların birçoğu bir Müslüman’ın taciz ile karşı karşıya
                  olduğunu görmektedir. Ancak bu İtalyanlar aile için görülen tipik İtalyan fe-
                  nomenini unutmaktadır. Geçen on yılda, İtalya’da bu olayların kurbanı olan
                  yaklaşık 2.000 kadın bulunuyordu ve bu kadınların %70’i aile içinde öldürül-
                  müştür. Bunların hikayesi hep aynıdır, sadece isim değişmektedir. Bu kişiler
                  eski kocaları tarafından sokak ortasında tehdit edilmekte, Roma’da kocaları
                  tarafından öldürülmektedir. Elizabeth, İtalya’da İtalyan olan partneri tarafın-
                  dan evinde boğulmuştur ve olay itiraf edilmiştir. Suçu ise her zamanki gibi
                  kocası ile anlaşamaması, ondan ayrılmak istemesiydi ve kocası bunu kabul
                  etmemiştir ve onun cevabını da kabul etmemiştir. İtalya’da erkeklerin şiddeti
                  konusunda konuşuyoruz, bu olgu gerçekten çok kötü bir olgudur, yani evle-
                  rimizin içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Aynı nedenle dini sorunlar İtalya’nın
                  %47’si tarafından dile getiriliyor ve şurası önemli ki İslamafobi İtalya’da bir
                  çerçevedir. İnsanların kesinlikle değişmeyen hakları olan dini özgürlük hakları
                  İtalya Anayasası tarafından güvence altına alınmıştır. Cumhuriyetin anayasa-
                  sının ikinci maddesi kişilerin haklarını tanıyarak güvence altına almaktadır. Bir
                  birey olarak ve insanların mevcut olduğu sosyal gruplarda bu geçerlidir. Her-
                  kes hukuk önünde eşittir ve eşit sosyal dokunulmazlığa sahiptir ve cinsiyet,
                  din, dil ve bölge bakımından ayrım yapılmaz.

                  Din ile ilgili 8’inci madde de hukuk önünde eşit özgürlüğü öngörmektedir.
                  Bir Katolik olarak dini inanca sahip olmak, kendi statüne göre icra etme
                  hakkına sahip olmak İtalya hukuk sistemi ile çatışma durumunda değildir.
                  Devlet içindeki ilişkiler hukukla ve temsil edilen kişi ile yapılan anlaşmalara
                  dayalı olarak güvence altına alınmaktadır. İtalyan hukuk sistemi, uluslarara-
                  sı hukukun kabul gören kurallarını karşılamaktadır. Bir yabancının yasal sta-
                  tüsü kanunlar önünde uluslararası hukuk ile uyumlu olmak durumundadır.

                  Madde 90’a göre herkes kendi dinini özgür bir şekilde yaşama, herhangi bir
                  şekilde inanca sahip olma ve ahlak ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla birey-
                  sel ibadette bulunma özgürlüğüne sahiptir. Bu bir anayasadır, herkesin ta-
                  mamen uyması gereken bir genel kanun niteliğindedir. Ancak yine de İtalyan


                  144
   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151