Page 186 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 186
2. GÜN
yamet ondan kopar” yabancılar için tercüme edecek arkadaşımız da bunu
iyi tercüme etsin. Türkçede güzel bir söz var, “Biri yer biri bakar, kıyamet
ondan kopar!” Dünyada bir avuç zengin dünyanın bütün nimetlerinden is-
tifade edecek, geniş kitleler de onlara bakacak, bu asla kabul edilebilir bir
şey değildir.
Değerli Dostlar, Değerli Misafirler, 20-25 sene evvel hep şunları konuşur-
duk; bir gün dünyadaki bu dengesizlikler öyle bir şekilde devam edecek ki
dünyadaki bu dengesizlikler başka hiçbir neden olmasa dünyada savaşların,
harplerin, darpların ana nedeni olacaktır. Maalesef bugün o noktaya geldik.
Şöyle elinize bir cetvel alın dünyanın zengin kuzey ülkelerini çizin; Avrupa
ülkeleri, Rusya, Japonya, şimdi yavaş yavaş Çin’in gelişmiş bölgelerini de bu-
nun içerisine koyabiliriz, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada. Zengin ku-
zey yoksul güney! Önümüzdeki on yılların dünyadaki en büyük çatışma ala-
nı burasıdır. Başka hiçbir neden olmasa, siyaset farklılıkları olmasa, milliyet
farklılıkları olmasa, zenginlik farklılıklarından dolayı, din farklılıkları olmasa,
dil farklılıkları olmasa dahi bu durum yani biri yer biri bakar ekonomisi dün-
yanın çivisini çıkartacaktır. Buna karşı çok hızlı tedbirler almak durumunda-
yız. Başka hiçbir neden olmasa dahi mülteci meselesinin sadece göç veren
ülkeleri değil göç alan ülkeleri de ne kadar önemli bir şekilde etkileyeceği
ortadadır. Allah aşkına bu gelişmiş ülkeler biz bu göçmenlere karşı nasıl
tedbir alacağız diye uğraşacaklarının yarısı kadar dünyada bu adaletsizliği
nasıl ortadan kaldırırız diye uğraşsalar zaten o göçmenler kendi ülkelerine
gelmeye çalışmayacaklar.
Her gün Hint Denizinde bir göçmen gemisi batıyor, her gün Akdeniz’de,
Ege’de, Libya açıklarında, Malta açıklarında, İtalya açıklarında bir göçmen
gemisi batıyor. Hiç unutmam, hafızalarımda göçmen meselesi gelince oto-
matik olarak gördüğüm bir resim beni derinden etkiler. Iraklı bir baba hanı-
mını, beş çocuğunu uyduruk bir botla Türkiye’den Yunanistan’a geçerken
Ege’nin o soğuk sularında kaybetmiş, bütün ailesi ortadan kalkmış olan bir
adam. Ağlıyor ama ağlamaları beğenmiyor, gözyaşları dökülüyor, o gözyaş-
larının her birisi içinde kopan fırtınaları gösteriyor. O adamcağız kim bilir
nelerden kaçtı? Ama herhalde kaçacak bir şey olmasa bile yarım bardak
temiz su bulmak için, yarım lokma yiyecek ekmek bulmak için hiç olmazsa
çoluk çocuğumu Batı’ya götüreyim de orada bir ekmek bulur, bir bardak su
bulurlar diye adam ölümü göze aldı. Bu dramı anlamadan gelişmiş ülkelerin
göç meselesini çözmesi mümkün değildir. Bunu bir insanlık meselesi olarak
göreceğiz.
184