Page 63 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 63

1. GÜN





            yet odaklarının kalıntılarının tamamen tasfiye edilmesiyle Türkiye’nin yolu
            ve bahtı daha da açılacaktır. Bu süreçte Kamu Denetçiliği Kurumumuza da
            şüphesiz ki önemli görevler düşüyor. Kuruluş aşamasında yaşanan onca sı-
            kıntıya rağmen hamdolsun bugün Kamu Denetçiliği Kurumu milletimize bü-
            yük hizmetler sunuyor. Son beş yılda kurumumuza yapılan başvurular, om-
            budsmanlık mekanizmasının doldurduğu boşluğun tespiti açısından önemli
            bir göstergedir. Biraz önce de ifade edildiği gibi, bugüne kadar kuruma ya-
            pılan başvuru sayısı 25 bine yaklaştı. Bunlardan 23 binden fazlası incelendi
            ve neticelendirildi. Yapılan başvurularla ilgili verilen kararlara uyma oranı
            yüzde 42’dir. 2013 yılında bu rakamın yüzde 27 olduğu düşünüldüğünde, her
            geçen gün kurumun etkinliğinin, yaptırım kapasitesinin arttığını görüyoruz.
            Ancak biz bu seviyeleri yeterli bulmuyoruz. Bu oranın daha da artması için
            elbirliği içinde çalışmayı sürdürmeliyiz. İnşallah şahsımın, Hükümetimizin ve
            Meclisimizin de desteğiyle bu oranı ülkemize yaraşır seviyelere taşıyacağı-
            mıza inanıyorum.

            Değerli misafirler; bu yılki sempozyumun temasının göç ve mülteciler olarak
            belirlenmesini son derece isabetli bulduğumu ifade etmek isterim. Sadece
            ülkemiz değil Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya kadar dünyanın
            hemen her bölgesi göç ve mülteciler meselesiyle yüzleşiyor. Az önce per-
            dede izledik, mültecilerin konumunu, durumunu izledik. Çocukları gördük,
            onların  nasıl  sefaletler  yaşadığını  gördük.  Bunlara  İnsan  Hakları  Evrensel
            Beyannamesinin gereği hep birlikte sahip çıkmamızın gereğine inanıyorum.
            Ama güçlü olan ülkelerin bu konuda duyarlı olmadığını burada ifade etmek
            isterim. Bugün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere güncel siyasetin ana ko-
            nusunu göçmenlerle ilgili tartışmalar oluşturuyor.

            Tartışma güzel, ama problemi çözmeye gelince, maalesef sadece seyredili-
            yor. Burada öncelikle şu noktanın tespitini iyi yapmamız gerekiyor: Her ne
            kadar göç ve mülteciler konusu devletlerin ve uluslararası örgütlerin günde-
            minde üst sıralarda yer alıyor olsa da, meselenin daha çok güvenlik eksenin-
            de tartışıldığını görüyoruz. Ne yazık ki sorunun insani, toplumsal, hukuki ve
            vicdani boyutu yeteri kadar gündeme getirilmiyor. Kuşkusuz yaşanan terör
            saldırılarının ciddi etkisi bulunuyor.

            Batıdaki belli odaklar, bilhassa ırkçı gruplar, mülteciler ile terör olayları ara-
            sında  bir  paralellik  kurmaya  çalışıyor.  Mülteci  ve  göç  konusunun  sadece
            güvenlik parantezinde değerlendirilmesi, insanlık vicdanında çok büyük ya-
            ralar açacaktır. Öncelikle bu sorunu ortaya çıkaran, insanları evlerini, yurtla-


                                                                         61
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68