Page 65 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 65

1. GÜN





            ifadesiyle, burası göze sezdirmeden gözyaşı silen dostların ülkesidir. Bizim
            milletimiz din, dil, etnik ayrım gözetmeden kapısına gelen herkesi bağrına
            basmış, sofrasına bir tabak da onlar için koymuştur. Biz yaşamanın, ayakta
            kalmanın yolunun yaşatmaktan geçtiğine, vermenin paylaşmaktan, bölüş-
            menin  bereketine  inanıyoruz.  Bu  anlayışla  6  yıldır  Suriye’den  ve  Irak’tan
            gelen komşularımıza sahip çıktık, onları diktatörlerin, eli kanlı katillerin ve
            terör  örgütlerinin insafına terk  etmedik.  Gerek  ülke  içinde, gerekse  sınır
            hattında  hayata  tutunmaya  çalışan  kardeşlerimiz  için  tüm  imkânlarımızı
            seferber ettik. Ayrıca, Ege’de can kayıplarını önledik, düzensiz göçü kont-
            rol altına alarak göçmen kaçakçılığı zincirini kırdık. Suriye ve Irak’taki kar-
            deşlerimiz için yaptığımız harcamalar, az önce de söyledim 26 milyar doları
            buldu. Uluslararası kuruluşların yaptığı katkı son gelenlerle birlikte Avrupa
            Birliği ve Birleşmiş Milletler olarak 1 milyar 200 milyon dolar civarında. Bu-
            gün Türkiye 140’ı aşkın ülkede icra ettiği insani ve kalkınma yardımlarıyla
            dünyanın en cömert ülkesi payesine sahiptir.
            Bu vesileyle şu hususu da üzülerek belirtmek istiyorum: Türkiye’nin ça-
            balarının onda biri maalesef gelişmiş ülkeler tarafından gösterilmemiştir.
            Her fırsatta ülkemize demokrasi ayarı çeken, hukuk dersi veren ülkeler
            Suriye ve Irak gibi bölgelerde en temel insan hakkının ihlal edilmesi niye
            sessiz kalmıştır? Uluslararası toplum ve kuruluşlar ne yazık ki insani kriz-
            lerin çözümünde başarılı bir imtihan verememiştir. Ülkemizin yıllardır ıs-
            rarla dile getirdiği terörden arındırılmış güvenli bölge teklifi duymazdan
            gelinmiştir. İkili yaptığımız görüşmede hep bana söyledikleri; gayet güzel
            bir teklif. Hadi o zaman adımı atalım dediğimde, ne yazık ki hep unutturul-
            ma politikası güdülmüştür. Suriye’de de böyle olmuştur, Irak’ta da böyle
            olmuştur. Ve ne yazık ki PYD’ye, YPG’ye silah desteğini verenler bu güçler-
            dir. Hepsinin elimizde belgeleri var. DEAŞ’a silah desteğini veren yine bu
            güçlerdir. Şimdi DEAŞ’la mücadeleyi veren biziz, ama Batı ne diyor? Tür-
            kiye DEAŞ’a destek veriyor diyor. Ya DEAŞ’la mücadeleyi veren biziz. Şu
            anda Suriye’de bizler şehitler verdik, Özgür Suriye Ordusu şehitler verdi,
            ama bizler Suriye’de hamdolsun 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı da öldürdük ve buna
            devam edeceğiz, çünkü bunlar bizim için tehdit oluşturuyor. Ha, şunu da
            söyleyeyim, burada misafirlerimiz var: DEAŞ’ın İslam’la yakından-uzaktan
            alakası yoktur, bunu da bilmenizi istiyorum. Bu tamamen İslam dışı bir
            örgüttür. Bazı dostlar İslami radikalizm diyor, İslami terör diyor; lütfen,
            İslam’la terörü kimse yan yana getirmesin. Zira İslam barıştır, kelime an-
            lamı itibarıyla slm kelimesinden gelir, bu da barışı ifade eder. Ve anlamı


                                                                        63
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70