Page 356 - 2019 Yıllık Rapor web
P. 356

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



               Bununla birlikte, bahse konu taşınmazın bulunduğu ada ve parsel hakkında,
               Diyarbakır  Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün teyidi doğrultusunda,
               25/03/2016 tarih ve 29664 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
               21/03/2016 tarih ve 2016/8659 sayılı Bakanlar Kurulu kararı bağlamında, 2942 sayılı
               Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesi uyarınca, acele kamulaştırma kararı alındığı
               ve kamulaştırmaya ilişkin sürecin, rızai uzlaşma yöntemi ile işlemeye devam ettiği
               anlaşılmaktadır. Bu noktada, başvurucunun binasının tahrip olması nedeni ile maruz
               kaldığı zararın, söz konusu acele kamulaştırma yöntemi ile kamu idaresi tarafından
               tazmin edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
               Ayrıca, taşınmazın kullanılamaz hale gelmesi nedeni ile uğranılan kira gelir kaybının
               tazmininin, 5233 sayılı Kanun hükümlerinden ziyade, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
               hükümleri uyarınca karşılanması gerektiği değerlendirilmektedir. Zira 5233 sayılı
               Kanun, kira gelir kayıplarını kapsam dâhilinde görmediği gibi, Danıştay tarafından
               verilen çok sayıda kararda da kira gelir kayıplarının bu Kanunun kapsamı dışında
               tutulduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada başvurucunun, 6098 sayılı Kanun kapsamında
               kiraladığı taşınmaza ait kullanım hakkını veya yararlanma hakkını belirlenmiş bir
               kira bedeli karşılığında kiracıya devretmiş olduğu, aynı Kanun hükümleri uyarınca
               başvurucunun, kiralananın (taşınmazın) tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini
               kiracıdan talep etme hakkının bulunduğu, dolayısı ile kiralayanın, kiralama nedeni ile
               söz konusu binada tasarruf hakkının kalmadığı, kiracının kira bedelini ödememesinden
               kaynaklanabilecek  uyuşmazlıkların  ise  5233  sayılı  Kanun  hükümleri  uyarınca  kamu
               idaresi nezdinde değil, 6098 sayılı Kanun hükümleri uyarınca kiracı nezdinde çözüme
               kavuşturulması gerektiği değerlendirilmek suretiyle başvuru hakkında Ret Kararı 156
               verilmiştir.
               8.9.5. Pasaport İptali/Yurt Dışı Çıkış Yasağı Uygulaması

               Anayasanın “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23 üncü maddesi değişik dördüncü
               fıkrasında kayıtlı, “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya
               kovuşturması sebebiyle  hâkim  kararına  bağlı  olarak sınırlanabilir.”    hükmü uyarınca,
               vatandaşlar hakkında uygulanan yurt dışı çıkış yasağı ancak bir hâkim kararına
               istinaden verilmektedir. Anayasanın bahse konu amir hükmüne ilişkin 5271 sayılı
               Ceza Muhakemesi Kanununun “Adlî kontrol” başlıklı 109 uncu maddesinde, bir suç
               sebebiyle yürütülen soruşturmada, bu Kanunun 100 üncü maddesinde belirtilen
               tutuklama  sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol
               altına alınmasına karar verilebileceği, tutuklama yasağı öngörülen hallerde de adlî
               kontrole  ilişkin hükümlerin  uygulanabileceği ve bu  kapsamda da  yurt dışına çıkma
               yasağı konacağı hüküm altına alınmıştır.
               OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler vasıtası ile Fetullahçı
               Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bağlantısı tespit edilen

               156  2019/3699 numaralı başvuru hakkında verilen 11/06/2019 tarihli Ret Kararı


                                                                        2019 YILLIK RAPOR  355
   351   352   353   354   355   356   357   358   359   360   361