Page 127 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 127

doğurduğu bir gerçektir. Bu nedenle bu tedbirlerin amacına uygun, demokratik ve hukuk sistemi
              içerisinde  kalarak,  toplum  meşruiyetine  halel  getirmeden,  milletin  rızasıyla  yürütülmesi  büyük
              önem arz etmiştir. Yürütülen bu önlemlerin alınma yöntemleri ve uygulama biçimleri murat edilen
              amaçlar açısından ele alınmıştır.

              Salgınla mücadelenin üçüncü ayağında ise sağlık alanında ve toplumun geniş kesimlerinde verilen
              mücadelenin ortaya çıkaracağı asayiş ve güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmak yer almaktadır.
              Çünkü  bu  tür  küresel  insani  felaketlerde  insanların  ve  toplumların  heyecanlandığı,  tereddütlere
              düçar  olabileceği,  endişelenebileceği,  duygu  patlaması  yaşayabileceği,  düzensizlik  ortamından
              faydalanarak  suça  yönelebileceği  öngörülmektedir.  Toplumda  güven  ve  sükûneti  sağlamak
              mücadelenin kontrol altında tutulabilmesinin en önemli ayağıdır. Asayiş ve güvenliğin en önemli
              aracı kurumsal yapıları İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
              Bakanlığı gibi bakanlıklar olmuştur. Yanlış bilgilendirmelerin ya da topluma bilgi vermemenin,
              toplumdan  bilgi  saklama  hissi  uyandırmanın  salgınla  mücadelede  toplum  desteğini  kaybetmek
              anlamına geleceği açıktır. Bu yüzden asayiş ve güvenliği ayakta tutma stratejisinin en önemli aracı
              bilgilendirme ve iletişim mekanizmalarını etkin kullanma olmaktadır. Raporda alınan önlemlerde
              bu yöntemlerin kullanılma biçimlerine de yer verilmektedir.

              Salgın  hastalıkla mücadelede tüm süreçleri  etkileyecek en önemli  ayak  ise dördüncü ayak olan
              tedarik  zincirinin  kopmadan  sürdürülebilmesidir.  Bu  temel  direğin  içerisinde,  tarım  ürünlerinin
              hareketliliğinin sürdürülmesi, iç ve dış ticaret zincirinin koparılmaması, bireylerin ve işletmelerin
              ekonomik sıkıntılarının mücadele boyunca dayanılabilecek düzeyde tutulması hedefleri mevcuttur.
              Bu dördüncü stratejik ayağın yönetici kurumsal yapıları ise Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve
              Orman  Bakanlığı  ile  Sanayi  ve  Ticaret  Bakanlığı  olarak  sayılabilir.  Elbette  ki  bu  stratejinin
              uygulanmasında  konunun  anlaşılması  için  sadeleştirmeler  yapılmaktadır.  Aslında  bu  stratejiler
              birbiriyle  ayrılmaz  parçalardır  ve  ülkedeki  tüm  kurumları  ve  kişileri  doğrudan  etkilemektedir.
              Stratejinin  bir  ayağında  yaşanacak  ciddi  bir  sıkıntı  tüm  mücadeleyi  sekteye  uğratabilecek
              niteliktedir. Bu yüzden mücadelenin tek elden ve tam bir eşgüdüm içerisinde yürütülmesi büyük
              önemi  haizdir.  Raporda  yapılan  çalışmalar  ve  yürütülen  tedbirler  bu  açılardan  da
              değerlendirilmektedir.

              Salgın  hastalığın  Türkiye’ye  ulaştığının  açıklandığı  tarih  olan  11.03.2020  tarihinden  itibaren
              Türkiye salgınla mücadelede üstün bir çaba göstermektedir. DSÖ tarafından önerilen tedbirler, çok
              daha önceden ülkemizde uygulanmaya başlanmış, bu salgın sürecinin en az zararla atlatılabilmesi
              için  gerekenler  yapılmaya  çalışılmıştır.  Tedbirlerin  insan  haklarına  uygun,  orantılı,  ayrım
              gözetmeden, temel ihtiyaçların üretimi engellenmeyecek şekilde ve salgın süreci ile sınırlı olacak
              şekilde hızla alınmasına dikkat edilmiştir. Alınan tedbirler ve elde edilen sonuçların açık ve şeffaf
              bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması raporda ele alınan bir başka önemli konudur.

              Salgınla mücadele bu dört stratejik temel üzerinde devam ederken ortaya çıkan uygulamaların insan
              hakları, hukuka uygunluk, hakkaniyet ölçülerine riayet, ayrımcılık yapılmaması, bilgilendirme ve
              şeffaflık  gibi  temel  iyi  yönetim  ilkeleri  açısından  değerlendirmeye  tabi  tutulması  önem  arz
              etmektedir.  Bu  kapsamda  hazırlanan  rapor,  dört  ana  bölümden  oluşmaktadır.  Birinci  bölümde
              salgınla  mücadelede  sağlık  alanında  yapılan  hizmetler  ve  yürütülen  faaliyetler  ele  alınmıştır.
              Salgının  ülkeye  girmesi  öncesinde  yapılan  çalışmalar,  salgın  hastalığın  temel  özellikleri,  teşhis
              edilmesi  için  yapılan  çalışmalar,  tedavi  protokolleri  ve  uygulamaları,  Türkiye'deki  sağlık
              altyapısının bu mücadeledeki rolü ve dünyanın farklı ülkelerinin salgının teşhis ve tedavisindeki
              çalışmalarının değerlendirilerek Türkiye ile karşılaştırılması konularını incelemektedir.




                                                                                                         118
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132