Page 132 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 132
Ayrıca yaklaşık 50 farklı sivil toplum kuruluşunun temsilcileriyle kapsamlı bir toplantı
gerçekleştirilmiş ve toplantıda sivil toplum örgütlerinin yaralanan veya hastalanan göçmenleri
zaman zaman hastaneye götürdükleri, evlerini açtıkları, giysi ve battaniye gibi temel ihtiyaçları
sağladıkları, çocuklara bez ve biberon temin ettikleri, köylülerin de bu anlamda yardımcı oldukları
bilgileri de edinilmiştir.
Sahada Gerçekleştirilen Gözlem ve Görüşme Neticesi Elde Edilen Bilgiler
Yerinde inceleme yapılabilmesi amacıyla öncelikle Pazarkule sınır kapısına gidilerek gözlem
yapılmış ve alanda görev yapan sağlık görevlileri, kolluk kuvvetleri ve Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliği temsilcisi ile görüşmelerin yanı sıra birçok göçmenle de mülakat
yapılmıştır. Ardından ise Meriç nehri üzerinden yapılan geçiş alanının gözlemlenmesi amacıyla
bölgedeki iki köye gidilmiştir. Köylere gidildiğinde yabancı misyon mensuplarının da sivil
kıyafetleriyle ancak misyon araçlarıyla bölgede hazır bulundukları ve gözlem yapmakta oldukları
görülmüştür.
Yapılan gözlemler neticesinde, sınırda bekleyen göçmenlerin sağlık, beslenme gibi temel
ihtiyaçlarının karşılanması noktasında, Türkiye’nin kamu kurum ve kuruluşlarının seferber
durumda olduğu, ayrıca yerel köylülerin de insani ihtiyaçları konusunda göçmenlere destek
verdikleri, söz konusu alanda daimi olarak hizmet veren ambulansların ve yeterli sayıda sağlık
personelinin hazır bulundurulduğu, göçmenlere giysi ve battaniye dağıtımının yapıldığı, seyyar
tuvaletlerin kurulu bulunduğu, bu suretle göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanmaya çalışıldığı, sınır
kapısına yakın bölgede yolcu otobüslerinin hazır bulunduğu görülmüştür. Otobüs şoförleriyle
yapılan görüşmede otobüslerin sınırı geçmekten vazgeçenlerin dönmek istedikleri yerlere
ulaşımlarını sağlayabilmek adına hazır bekletildiği öğrenilmiştir. Diğer taraftan göçmenler arasında
fazla sayıda kadın ve çocuğun yer aldığı da gözlemlenmiştir. (Ek-5) Sahada görev yapan sağlık
yetkilileri özellikle çocuklarda ishal ve zatürre vakalarının görülmeye başlandığını, günlük yaklaşık
50-100 vaka geldiğini, Yunanistan tarafından atılan gaz bombalarının bazen rüzgârın etkisiyle çok
daha geniş alana yayıldığını, zaman zaman kendilerinin de etkilendiğini, dolayısıyla gerek sahada
görev yapan görevliler gerekse göçmenler olmak üzere mağdur olan kişilerin gözlerini sıklıkla
yıkamak durumunda kaldıklarını belirtmişlerdir. Sahada görev yapan diğer yetkililer ise
Yunanistan’ın sınırlarına geçmek isteyenlere plastik mermi ile karşılık verdiğini, gaz bombasını
havaya değil hedef göstererek attıklarını ve hatta bazı göçmenleri dövdüklerini, (Ek-11) son
örneklerde bazı göçmenleri tüm para ve eşyalarını alarak sadece iç çamaşırlarıyla geri
gönderdiklerini (Ek-12) ifade etmişler ve dövülen göçmenlerde darp izlerinin görüldüğü videoyu da
izletmişlerdir. Alanda ayrıca Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin de görev
yapmakta olduğu görülmüş olup, kendilerinden sınırdaki hareketlenmenin ardından bölgeye
geldikleri, dört dernekle birlikte göçmenlere gıda yardımı ve çocukların korunması konusunda
destek oldukları, ciddi şekilde battaniye, gıda, çocuk bezi, çocuk maması ve hijyen bakımından
ihtiyacın söz konusu olduğu, Türk yetkililerin ve yerel halkın söz konusu ihtiyaçları karşılamak için
özverili bir şekilde çalıştığı, kendilerinin de bu çalışmalara destek olmak ve koordinasyonu
sağlamak amacıyla faaliyette bulunduğu, anılan tarih itibarıyla BM’den 20.000 gıda paketi
gönderildiği, bu paketlerin 1 öğünlük olduğu ve içinde su ile kuru gıdanın bulunduğu, İstanbul
Barosunun bölgeye geldiği, özellikle insan haklarının korunması bakımından çalışmalar yaptığı, bu
doğrultuda göçmenlerle görüştükleri, Yunanistan tarafından gerçekleştirilen geri itme eylemleriyle
123