Page 470 - KDK
P. 470
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Vatandaşın Kişisel Verisinin Bankalar Tarafından Hukuka Aykırı Olarak Talep
Edilmesi Uygulamasının Durdurulması
Başvurucu tarafından, bir bankacılık işlemi (okul taksiti yatırma) için gittiği özel bir
bankada, eski Başbakanlık tarafından, hali hazırda da Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığı tarafından tanzim edilen ve yürürlükteki mevzuata göre resmi bir kimlik
belgesi niteliğinde olan sarı basın kartının, resmi kimlik belgesi olarak kabul edilmediği,
yanı sıra cep telefonu numarasını paylaşmadığı gerekçesi ile bahse konu bankacılık
işleminin yapılmadığı, cep telefonu bilgisinin, mer’i mevzuat uyarınca kişisel verisi
kapsamında olduğu, hiç kimsenin baskı yolu ile kişisel verisini paylaşmak zorunda
bırakılamayacağı iddia ve şikâyet edilerek bankalar tarafından, vatandaşın kişisel
verisinin hukuka aykırı olarak talep edilmesi uygulamasının durdurulması ve bu
kurumların yaptıkları işlemler sırasında, resmi bir kimlik belgesi niteliğinde olan sarı
basın kartını da kabul etmelerinin sağlanması talep edilmektedir.
Kurumumuzca yapılan inceleme sonucunda, basın kartının hukuki durumu ve
özellikle resmi nitelikli bir kimlik belgesi olduğu hususunun bir kanun metni
ile değil, yönetmelik hükümlerine göre belirlendiği, dolayısıyla “basın kartının”,
Tedbirler Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesi ikinci fıkrası (a) bendi kapsamında bankacılık
sektöründe kimlik tespitinde geçerli belge olarak kabul edilebilmesinin mümkün
olmadığı değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte, bankacılık sektörünün, gerçek kişilerin kimliklerini tespite yönelik
topladığı ilgili kişinin “adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, uyruğu, kimlik belgesinin türü
ve numarası, adresi ve imza örneği, varsa telefon numarası, faks numarası, elektronik posta
adresi, iş ve mesleğine ilişkin bilgiler ile Türk vatandaşları için bu bilgilere ilave olarak
anne, baba adı ve T.C. kimlik numarası” bilgisinin sıradan basit bilgiler olmadığı,
bunların, ancak 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanun hükümleri uyarınca
toplanıp, işlenip, saklanıp, aktarılacak vs. türden fiiller olduğu, dolayısı ile bankacılık
sektöründe yer alan tüm aktörlerin, 6698 sayılı Kanun’un öngördüğü usul ve esaslara
uygun davranmasının kanuni zorunluluk olduğu, diğer yandan, 6698 sayılı Kanun’un
öngördüğü ve kişisel verilerin “belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme” ilkesi
uyarınca, kişisel veri işleme faaliyetlerinin ilgili kişi (müşteri) tarafından açık bir şekilde
anlaşılır olması, kişisel veri işleme faaliyetinin hangi hukuki işleme şartına dayalı olarak
gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi, kişisel veri işleme faaliyetinin ve bu gerçekleştirilme
amacının belirliliğini sağlayacak detayda ortaya konulması gerektiği, belirtildiği gibi
amacın meşru olması, veri sorumlusunun işlediği verilerin, yapmış olduğu iş veya
sunmuş olduğu hizmetle bağlantılı ve bunlar için gerekli olması anlamına geldiği, farklı
bir anlatım ile “toplanan ve işlenen verilerin” belirlenen amaçların gerçekleştirilmesine
elverişli olması, amacın gerçekleştirilmesiyle ilgili olmayan veya sonradan ortaya çıkması
muhtemel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik veri işleme yoluna gidilmemesi, burada
önemli olanın, amacı gerçekleştirmeye yönelik yeterli verinin temin edilmesi, bunun
dışındaki gerekli olmayan veriyi işlemeden kaçınılması gerektiği, toplanıp işlenen
2020 YILLIK RAPOR 469