Page 327 - KDK-2016-YILLIK-RAPORU
P. 327
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
emekli ikramiyesinin Anayasanın 60 ıncı Maddesinde öngörülen “sosyal güvenlik
hakkı” kapsamı içerisinde olduğu, Anayasanın 2 nci Maddesinde yer alan “hukuk
devleti ilkesi”nin, Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin
korunmasını ve gereklerinin yerine getirilmesini gerektirdiği;
- İdarenin, Anayasada hüküm altına alınmış sosyal ve ekonomik haklara uymakla,
kişinin sahip olduğu sosyal güvenlik haklarının gereğini sağlamakla yükümlü olduğu,
dolayısıyla idarenin 30 yılın üzerindeki hizmet yılları için emekli ikramiyesi ödenmesi
taleplerini reddetmesine ilişkin işlemlerinin, Anayasada güvence altına alınan “sosyal
güvenlik hakkı”na ve “hukuk devleti” ilkesine aykırılık oluşturduğu;
- İdarenin, 30 yılın üzerindeki hizmet süresine ilişkin emeklilik ikramiyelerinin
ödenmesi durumunda hesaplanan maliyetin Sosyal Güvenlik Kurumunun bütçesine
büyük bir yük getireceği, bu nedenle karara ilişkin muhtemel maliyetin bütçe olanakları
çerçevesinde karşılanmasının mümkün görülmediği yönündeki açıklamanın, “sosyal
devlet ilkesi” ile bağdaşmayacağı;
- Anayasa Mahkemesi kararının, Resmi Gazetede yayımlandığı 07/01/2015
tarihinden sonra emekli ikramiyesi alacak olanlara uygulanmasında herhangi bir
başvuru ya da talebe gerek olmaksızın çalışma sürelerinin tamamı esas alınarak
ikramiye ödenmesine karşın 07/01/2015 tarihinden önce emekli olanlara bu şekilde
uygulanmamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu;
- Emekli maaşı, ödenek veya diğer sosyal güvenlik haklarının da AİHS 1 No’lu Ek
Protokolün 1 inci Maddesinin koruması kapsamına girdiğinden, başvuranların 30
yılın üzerindeki hizmet sürelerine ilişkin emeklilik ikramiyesi taleplerinin mülkiyet
hakkı kapsamına girdiği ve bu nedenle zamanaşımına da uğramayacağı;
- Başvuranların, 30 yılın üzerindeki çalışma yılları için emekli ikramiyesi verilmesi
yönündeki taleplerinin, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği
gerekçesiyle reddi incelendiğinde ise, hem doktrinde hem de içtihatlarda, bu kuralın
mutlak bir şekilde uygulanmasının suç ve cezada kanunilik, adalet, hakkaniyet ve
eşitlik ilkeleri ile birçok hak ve özgürlüğü ihlal edecek sonuçlar yaratabileceğinin kabul
edildiği, geriye yürümezlik kuralının, temelde “kazanılmış haklara” saygı bağlamında
uygulanması gerektiği, buna göre idarenin şikâyete konu talepleri yerine getirmesi
halinde söz konusu norm iptal edilmeden önce, bu norma dayalı “kazanılmış haklar”
bakımından herhangi bir geriye yürüme söz konusu olmayacağı, anayasaya aykırı
bulunarak iptal edilmiş bir düzenlemeyle ilgili uyuşmazlıkların anayasaya aykırılığı
saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmesinin anayasanın üstünlüğü ve
326
YILLIK RAPOR 2016