Page 165 - KDK
P. 165
dışında kişilerin kamuya açık alanda bulunduğunda dahi, “kalabalığın
içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik “prensibinin geçerli ol-
duğu belirtilerek, özel hayatın salt mekâna indirgenemeyeceğine ve
“kamuya açık alan “savunmasıyla kişilerin hiç gereği yokken
toplum önünde bilinir hale getirilemeyeceğine hükmederek
buna aykırı davranışların cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir.
Böylece başkalarına ait kişisel verilerin, kanuni dayanağı olmak koşu-
luyla, görevi gereği bilmesi gereken kişiler tarafından bilinmesi, görev
kapsamı dışında kalan türden kişisel verilere ise bu kişilerin
dahi ulaşamaması gerekmektedir.
26) Yukarıda 23, 24 ve 25 no.lu paragraflarda açıklanan hususlar
birlikte değerlendirildiğinde; ülkemizin kişisel verilerin korunmasına
ilişkin olarak uzun yıllar önce imzaladığı uluslararası sözleşmelerin
henüz TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe konulamadığı, Ana-
yasa’nın amir hükmüne rağmen bu konuda hazırlanan özel kanun
tasarısının hâlen TBMM’de kanunlaşmayı beklediği, dolayısıyla ülke-
mizde hâlihazırda kişisel verilerin korunması, kaydedilmesi, saklan-
ması ve paylaşılması gibi işlemlerin, bu konuda hazırlanarak yürür-
lüğe konulmuş özel bir kanunla değil, 14 ve 15 no.lu paragraflarda
açıklanan Anayasa, kanun ve yönetmeliklerde dağınık şekilde yer alan
hükümlere göre yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Bu aşamada Kişisel
Verilerin Korunması Kanunu Tasarısının bir an önce yürürlüğe
girmesi, ulusal mevzuatta kişisel verilere ilişkin dağınık şekildeki hü-
kümlerin gözden geçirilmesi, hukuka aykırı olduğu anlaşılan maddele-
rin yürürlükten kaldırılması, akabinde ise taraf olduğumuz uluslara-
rası sözleşmeler yürürlüğe konularak Avrupa Konseyi üyesi bir devlet
olan Türkiye’nin bu alandaki yükümlülüklerini yerine getirmesi hayati
önem taşımaktadır.
Bununla birlikte, kişisel verilerin korunması hakkına yönelik ihlal-
lerin, çoğunlukla idareden kaynaklanan hukuka aykırı eylem ve işlem-
ler sebebiyle ortaya çıktığı, bahse konu şikayetlerin yasal olarak
Kamu Denetçiliği Kurumunun (Ombudsmanlık) yetki ve görev
alanında bulunduğu, bu nedenle söz konusu ihlal iddialarının
Kurumumuz tarafından incelenmesi gerektiği, nitekim Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi de 26/3/1987 tarihli Leander & İsveç da-
vasında, konuyu düzenleyen özel yasanın kişisel verilerin korunma-
sı açısından yeterli güvenceyi sağladığını belirterek, kişisel bilgilerin
160 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU