Page 250 - KDK
P. 250
ve üstün yararlarını göz önünde tutmaları asıldır. Buna aykırı bir tu-
tum haklı görülemez.
25)Şikayet konusu olayda asıl açıklanması gereken “Aydınlatılmış
Onam “sorunudur. Aydınlatılmış onam, her bireyin kendi bedenine
yapılacak olan her türlü tıbbi uygulamayı bilme ve belirleme hakkına
sahip olduğu görüşünü temel alan bir kavramdır. (Bknz. Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Cerrahide Aydınlatılmış Onam ve
Sorunları Adli Tıp Anabilim Dalı, Ali Rıza Tümer, Emre Kara-
caoğlu, Ramazan Akçan) Hekimin aydınlatma konusundaki direk
muhatabının hastanın kendisi olduğu 16 nolu paragrafta ifade edilen
Hasta Hakları Yönetmeliği’nde belirtilmiştir. Aynı yönetmelikte ço-
cuklar için, “hastanın küçük, temyiz kudretinden yoksun veya kısıtlı
olması halinde velisi veya vasisi isteyebilir “denilerek istisnai durum-
lara değinilmiştir. Ancak, hastanın yaşının küçük olması durumunda
bile Hasta Hakları Yönetmeliğinde küçüğün de dinlenmesi suretiy-
le tıbbi müdahaleye iştirak etmesinin gerektiği vurgulanmış-
tır. Türk Medeni Kanunu’nda yasal yaş sınırı olarak onsekiz yaş
kabul edilmiş olmakla birlikte 11 nolu paragrafta belirtildiği
üzere Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla
mahkemece ergin kılınabilecek ve etik açıdan 15-18 yaş aralığın-
daki bir bireyin yasal yaş sınırının altında olan, ancak makul
kararlar verebilecek düzeye erişmiş biri olduğu kabul edilmek-
tedir. Diğer bir anlatımla kanunda yazılı olduğu üzere “Karşı-
lıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağları hakları kullanma-
da bu rıza geçerli değildir.” Sağlık ve gerektiğinde yaşam hakkı
kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Nitekim, İnsan Hakları ve
Biyotıp Sözleşmesi Kanununun “Muvafakat Verme Yeteneği
Bulunmayan Kişilerin Korunması “başlıklı 6’ncı maddesinde;
“Müdahaleye muvafakat verme yeteneği bulunmayan bir küçüğe sa-
dece temsilcisinin veya kanun tarafından belirlenen makam kişi
veya kuruluşun izni ile müdahalede bulunabilir, küçüğün gö-
rüşü, yaşı ve olgunluk derecesiyle orantılı bir şekilde gittikçe
daha belirleyici bir etken olarak göz önüne alınacak olup ilgili
kişi mümkün olduğu ölçüde izin verme sürecine katılacaktır.
“hükmüne göre hastanede bulunan yetkili doktor veya tabipler
işin uzmanı olarak çocuğun tedavi görmesini sağlamaya yasal
olarak da yetkilidirler. Olayımızda da idarenin bu yaklaşımı
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 245