Page 252 - KDK
P. 252
veya kuruluşun izni ile müdahalede bulunulabilir. Küçüğün görüşü,
yaşı ve olgunluk derecesiyle orantılı bir şekilde, gittikçe daha
belirleyici bir etken olarak göz önüne alınacaktır “şeklindeki ifa-
delerle bu görüş desteklenmektedir. Bu görüşler çerçevesinde, İngilte-
re’de, 16 yaşın altında yeterli anlama kapasitesine sahip çocu-
ğun onam verebildiği, kronolojik yaşın önemli olmadığı, yerel etik
kurulun farklı bir kararı olmaz ise ebeveyn onayına gerek olmadığı, 16
yaş üstündeki çocuğun ise ebeveyn ya da yasal temsilci onayı olmaksı-
zın tek başına onay verebileceği; İskoçya’da kızlarda 12, erkeklerde 14
yaşın altındakilerin geçerli onam veremeyecekleri, 12-14 yaş arasında
geçerli onamın çocuğun yeterli anlama kapasitesine bağlı olduğu, 14
yaşından sonra ebeveynin ergenin bakımından sorumlu olduğu hal-
lerde, kararın şekillenmesinde son karar merci olmasa bile, önerilerde
bulunabileceği; Kanada’da 7 yaşına kadar yalnızca ebeveyn veya yasal
temsilcilerinin, 7-14 yaş arasında ebeveyn veya yasal temsilciler ile
birlikte çocuğun, 14 yaşından sonra ise, yalnızca çocuğun onamının
hukuken geçerli olduğu; birçok Amerikan eyaletinde küçüğün kendi-
si onay verdikten sonra, ailesinin onayını olmadan tedavi edilebilecek
belirli tıbbi durumların yasalarca saptandığı; bu koşulların genel ola-
rak ilaç bağımlılığı, cinsel bulaşıcı hastalıklar, gebe olanlara tıbbi teda-
vi, doğum kontrolü, düşük ve bazen akıl hastalıkları gibi durumlar ol-
duğu; bu nedenle görev yapan hekimlerin ülkelerindeki uygulamadaki
yasal şartlarından haberdar olmaları gerektiği; ikinci durumun çocu-
ğun sosyal yaşamına ilişkili olup, kendi başlarına yaşayan ailesine eko-
nomik bağımlılığı bulunmayan bağımsız çocukların, evli küçüklerin,
askerde olanların, hamile ve ebeveyn olanların kendi başlarına hekime
başvurarak tedavilerini yaptırabilecekleri; ayrıca mahkeme tarafından
verilecek kararla çocuğun “bağımsız “kabul edilerek kendi başına karar
verebilme hakkını elde edebileceği kabul edilmiştir.” Görüşlerine yer
verilmiştir.
28) 12 numaralı paragrafta ifade edilen 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun 31 inci maddesinin gerekçesinde yaş küçüklüğü ve ceza
sorumluluğu kavramları şu şekilde açıklanmıştır; “Kişinin, fiziksel
gelişimine paralel olarak, toplumun değer yargılarını, bunla-
rın anlam ve içeriğini algılama yeteneği gelişmektedir. Yine bu
gelişim sürecinde algılama yeteneğinin yanı sıra, ayrıca top-
lumdaki ölçü davranış kurallarının gerekleri doğrultusunda
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 247