Page 256 - calisma-ve-sosyal-guvenlik-2
P. 256
prim tevkifatı bulunduğunu, 1986-1987-1989-1997-1999-2005-2008
yıllarında tarımsal üretime dönük tarla iktisapları bulunduğunu, 2002
yılında kurulan ziraat odasına bu tarih itibariyle kaydolduğunu, 2009
yılında tarım kredi kooperatifi ortağı olduğunu,2000 yılından bu yana
da çiftçi kayıt sisteminde kayıtlı bulunduğunu belirterek eski kararda
direnilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçelerle ve ayrıca davacı adına ilki
1989 tarihinde olmak üzere devam eden değişik tarihlerde edinmiş
olduğu kendi adına kayıtlı toplam 9 adet tarla mahiyetinde taşınma-
zı bulunduğu bu durumun davacının tarımla uğraştığının en kuvvetli
delili olduğu ayrıca davacının 2002 yılından itibaren Ziraat Odasına
kayıtlı olduğu, davacı adına yapılan ilk kesinti tarihi itibariyle davalı
kurumun davacının tarımla uğraştığına muttali olduğu gerekçesiyle
direnme kararı verilmiştir.
Mahkemenin direnmeye ilişkin kararı, davalı vekili tarafından tem-
yiz edilmiştir.
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacının
1.1.1997-1.10.2008 tarihleri arasında tarımsal faaliyeti bulunup bu-
lunmadığı, bu kapsamda olmak üzere, anılan döneme yönelik tarım
Bağ-Kur sigortalılık tespitinin mümkün olup olmadığı noktasında
toplanmaktadır. …
Ne var ki, dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden; davacının ilki 1989
yılında olmak üzere tapulu arazisi olmakla birlikte 31.12.1994 tarihine
kadar kurum kayıtlarına giren prim tevkifatı bulunmadığı, 2002 yılında
ziraat odasına kaydolduğu, 1.10.2008 tarihinde Tarım Sigortalısı olarak
tescil edildiği, 2009 yılında Tarım Kredi Kooperatifine ortak olduğu, 1994,
1995 ve 1996 yıllarında kurum kayıtlarına giren tevkifatı bulunduğu an
laşılmakta olup H.G.K.’nda yapılan görüşmede, prim kesintisi olmasa bile
tek başına tapu kaydının olması ve 2002 yılından bu yana Ziraat Odası
kaydı bulunmasının 2926 Sayılı Yasa’nın 10.maddesinde belirtilen tescile
esas belgelerden sayılıp sayılmayacağı tartışılmış, ancak yukarda açıklanan
sebeple bu görüş kabul edilmemiştir.
O halde, H.G.K.nca da uygun bulunan Özel Dairenin bozma kararına
uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.” denilmiştir.
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 255