Page 160 - kadin-haklari-ve-ombudsmanlik-calistay-raporu
P. 160
KADIN HAKLARI VE OMBUDSMANLIK
aha boğmayanlar her zaman kadınlar olmuştur. Kapitalist sistem, aile ve topluma en iyi ve en kestirme
şekilde kadın üzerinden ulaşarak arzu ettiği bozulma ve değersizleştirmeyi gerçekleştirmektedir. Kadın
sömürüsünün yapıldığı alanlardan biride medyadır. Yazılı ve görsel medyada kadın bedeninin ucuz reklam
malzemesi olarak kullanılmasına, tüketim kültürünün kadın üzerinden körüklenmesine karşıyız. Kadın-
lar, sürekli değişen ürünlerin müşterisi olmaktan çarçabuk kurtulmalı, düşünsel planda varlığını daha
fazla göstermesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Kadın ve Şiddet
Kadına yönelik şiddet tüm dünyada insanlık suçu olarak kabul edildiğinin altını çizen Öçal, “Ülkemizde de
toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Şiddet toplumun tamamını etkilemektedir. Şiddetin
önlenmesi için öncelikle eğitim programımızı, şiddetin her türüne karşı duracak şekilde değerlerimize uy-
gun olarak yeniden yapılandırmalı; bireysel olarak üstümüze düşenin yapılması ile beraber sosyal sorum-
luluk bilinci içinde hareket etmeli ve kurumsal anlamda da önleyici tüm tedbirleri almalıyız. Son yıllarda
şiddete uğrayan kadına yönelik alınan tedbirler ve yasal düzenlemeler aile yapımıza uygun olmaması ha-
sebiyle kadını korumaya yetmemekte. Kadının içinde bulunduğu durum hastalıklı bir toplum oluşmasını
körüklemektedir.
Habil ve Kabil ile başlayan savaşta her geçen gün kin, kan, öfke gözyaşı arttı. Bu savaşların mağdurları
her zaman kadın ve çocuklar oldu. Savaşlar, içinde bulunduğumuz coğrafyanın ayrılmaz bir parçası haline
geldi. Okyanus ötesinden ya da kutuplardan gelip orta doğuyu savaş alanına çeviren dünya vahşileri ve
işgalcilerinin bu fiiline ‘dur’ diyecek biz kadınlarız. Savaşsız bir günün geçmediği günümüzde savaşı olağan
karşılar hale geldik. Suriye ‘de, Mısır’da, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, Irak’ta, Bosna Her-
sek’te yaşanan aynı istenmeyen manzaralar. Ne yazık ki; insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden
Avrupa ülkeleri ve BM, söz konusu Müslümanlar olduğu zaman bu insanlık dışı duruma her zaman ki gibi
sessiz kalmakta üzerine düşeni yapmamaktadır.
Ülkemiz de mülteci-ilticacı kavramları ile adlandırdığımız çok sayıda sığınmacı bulunmaktadır. Oysaki
bizim inancımızda bu kardeşlerimiz muhacirdir, hicret etmiştir. Geçmişten gelen misyonumuzla bu kar-
deşlerimize sahip çıkmalı muhacir kadın olma kavramı konusunda farkındalık oluşturmalıyız.
YENİ İŞ OLANAKLARI OLUŞTURULMALI
“Kadın ile yoksulluk kavramları birlikte anılmaktadır. Kadınların yoksulluk riski altında olduğu kesindir.
Düşük ücretle çalışan bakıcılar, yalnız ebeveynler gibi örneklerde çoğunluğu kadınlar teşkil etmektedir.
Gıda, konut, istihdam, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi başlıca gereksinimlere erişimde kadınlar, toplumun
diğer kesimlerine kıyasla daha olumsuz koşullara sahiptir. Kadınları yoksulluktan kurtarmanın en etkili
yolu, yeni iş olanakları oluşturmaktır. Aşırı yoksulluk içinde yaşayan kadınlara özel bir özen gösterilmeli-
dir. Sosyo-ekonomik politikalara kadın-erkek bakışı daha çok dâhil edilmeli, kadınların gelir arttırıcı işlere
erişimleri kolaylaştırılmalı, medeni ve politik haklarını tam olarak kullanmalarına olanak sağlanmalıdır.
160 19 HAZİRAN 2017, ANKARA