Page 120 - kamu-personel-rejimi-1
P. 120
sınavda başarılı sayılanların atamalarının soruşturma veya kovuştur-
ma sonuçlanıncaya kadar bekletileceği amir hükmü karşısında huku-
ki dayanaktan yoksun olduğu, ayrıca Anayasanın 38 inci maddesinin
dördüncü fıkrasında “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse
suçlu sayılmaz” hükmüyle yer verilen evrensel ceza hukuku ilkesine
aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
31) Anayasanın 90 ıncı maddesinin beşinci fıkrasında ise, usu-
lüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun
hükmünde olduğu; bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile
Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı, usulüne göre yürürlüğe
konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşma-
larla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çı-
kabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas
alınacağı düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ıncı
maddesinin ikinci fıkrasında; “Bir suç ile itham edilen herkesin suçluluğu
sabit oluncaya kadar masum sayılacağı” belirtilmiş, İnsan Hakları Evren-
sel Beyannamesinin 11 inci maddesinin birinci fıkrasında ise, “Bir suç
işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün güvence-
nin sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile yasaca suçlu olduğu saptan-
madıkça, suçsuz sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Anayasanın 38. mad-
desinde düzenlenmiş olan ve kısaca “masumiyet karinesi”, “suçsuzluk
karinesi” olarak anılan bu ilkeye göre; bir suçtan dolayı kovuşturulan
kişinin, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça suçlu sayılması
veya suçlu gibi muamele görmesi olanaklı değildir. Masumiyet karine-
si, kişinin suçsuz olduğu varsayımı ile hareket edilmesini gerektiren
temel bir insan hakkıdır.
32) 2013/4 sayılı ve 30/9/2013 tarihli silah taşıma ruhsatının ye-
nilenmesi talebinin reddine ilişkin kararımızda da vurgu yaptığımız
üzere; Masumiyet karinesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarında da çoğu kez işlenmiş, sınırları, kapsam ve içeriği içtihat-
larla belirlenmiştir. AİHM, masumiyet karinesi ilkesinin cezai anlam-
da bir usul teminatıyla sınırlı kalmayıp, daha geniş kapsamlı olduğu-
na ve hiçbir devlet temsilcisinin bir mahkeme tarafından mahkum
edilmeden bir kişiyi suçlu olarak gösteremeyeceğine (Fransa aleyhine
Allenet de Ribemont davası), ayrıca masumiyet karinesinin sadece ha-
kim ya da bir mahkeme tarafından değil, başka resmi makamlar ta-
rafından da ihlal edilebileceğine ( Litvanya aleyhine Daktaras davası)
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 115