Page 614 - kamu-personel-rejimi-2
P. 614
26) Diğer yandan, Maliye Bakanlığına bağlı iki ayrı ana hizmet bi-
rimi olan Muhasebat ve Milli Emlak Genel Müdürlüğünün taşra biri-
minde (Defterdarlık) çalışmakta olan memur unvanındaki kadrolara
178 sayılı KHK’nın ilgili hükmü gereğince ilgili Yönetmeliklerinde ya-
pılan değişiklik ile özel sınav hakkı verilmiştir. Bu sürede, Muhasebat
Genel Müdürlüğü tarafından 2006, 2009 ve 2011 yıllarında yapılan sı-
nav ile Muhasebe Uzmanlığı kadrolarına sınav yapılmak üzere üç defa
atama yapılmış; ancak Milli Emlak Genel Müdürlüğü 2006 yılından
Yönetmeliğin yürürlükten kalktığı 25/06/2013 tarihine kadar bir defa
sınav yapılmak suretiyle atama yapılmıştır. Her ne kadar Milli Emlak
ve Muhasebe birimi tarafından açılan özel uzmanlık sınavlarına her iki
birimin memurları ortak başvuruda bulunabilse de, çalıştıkları birim-
lerin (Milli Emlak ve Muhasebe) farklı görev alanlarının olması, sınav-
larda ise özellikle her Genel Müdürlüğün kendi alanına ilişkin sorular
yöneltmek suretiyle kendi çalışanını öncelemesi nedeniyle Milli Emlak
çalışanları açısından muhasebe uzmanlığı sınavına girilmesinin sağ-
lıklı sonuç vermediği anlaşılmaktadır. Diğer yandan 11 inci paragrafta
görüleceği üzere, 25/04/2012, 18/10/012 ve 07/05/2013 tarihli Ma-
liye Bakanlığı Kurum İdari Kurulu Toplantı tutanaklarında; “Bakan-
lığımız personelinden şartları taşıyanların Defterdarlık Uzmanlığına
atanabilmesi için özel sınav açılmasına ilişkin kanuni düzenleme ya-
pılması talebi devam etmektedir” şeklinde belirleme yapılmakla, Milli
Emlak biriminde çalışan memurları açısından haklı beklenti oluştuğu
iddia edilmekle birlikte, haklı beklentinin oluşması belirli kriterlere
bağlanmış olup, Danıştay 5. Dairesinin, Ağrı Şeker Fabrikasında şef
olarak görev yapan şahsın, Anayasa ile güvence altına alınan aile birli-
ğinin korunması ilkesi çerçevesinde atama talebinin kabul edilmeme-
sine ilişkin 14/03/2006 tarih ve E:2003/3647, K:2006/1140 sayılı ka-
rarında haklı beklenti; “yönetimin ister bir taahhüt isterse uzun süren
bir uygulamasına güvenerek olsun, bireylerin çıkarlarına ya da lehleri-
ne olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit etmeleri” şeklinde izah edil-
miş ve “kamu görevlilerinin haklı beklentilerinin korunması, ancak ki-
şisel kararlarda, yönetimin takdir yetkisinin kullanma alanlarında söz
konusu olduğundan, baskın kamu yararı olmadığı durumlarda, kamu
görevlilerinin haklı beklentilerinin zedelenmemesi” gerektiği ifade
edilmiştir. Söz konusu kararda; ailenin korunması, Anayasa ile tanın-
mış sosyal bir hak olarak görülmüş ve kamu hizmetinin daha verim-
li yerine getirilmesi bakımından, kamu görevlileri için aile düzeninin
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 609