Page 348 - kdk-2015-yillik-rapor
P. 348
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
17.1) Anayasa’nın anılan maddelerinde; Devletin, kişilerin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk
devleti ve adalet ilkelerine aykırı olarak sınırlayan engelleri ortadan kaldırmak ve insanın maddi ve
manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak hususunda görevli olduğuna,
bununla birlikte herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğuna ve Devlet organları ve idare makamların
bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduklarına
ilişkin, kurallara yer verildiği görülmektedir.
17.2) Yukarıda yer verilen kurallara ilişkin irade, Anayasa’nın 10 uncu maddesinin gerekçesinde şu
şekilde ifade edilmiştir; “Madde, demokrasinin üç vazgeçilmez ilkesinden birini teşkil etmektedir.
İnsanın insan olması dolayısıyla doğuştan bir değeri ve haysiyeti vardır. Bu onun tabii bir hakkıdır. Bu
hak dolayısıyla herhangi bir niteliğe veya ölçüye dayanılarak insanlar arasında ayırım yapılamaz.
İnsanlar arasında kanunların uygulanması bakımından da hiçbir fark gözetilemez. İnsanlar arasındaki
eşitliğin temellerinden birini de böylece kanunlar önünde eşitlik ilkesi sağlar.
Komisyonumuz bu hakka saygı göstermenin Devlet organları ve idari makamlar için de bir görev
olduğunu belirtmektedir. Devletin organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde insanlar
arasında ayırım yapmadan Devlet faaliyetlerini yürütmek zorundadırlar.” 21
17.3) Hukuk devleti anlayışı Anayasa Mahkemesi’nin 11/10/1963 tarih ve 124/243 sayılı kararında şu
şekilde ifade edilmiştir; “Hukuk Devleti, insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu, adil
bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini zorunlu sayan ve bütün faaliyetlerinde
hukuka ve Anayasaya uyan devlet demektir”
17.4) Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü kişilerin insan olmaktan dolayı sahip oldukları hak ve
özgürlükleri kapsamında değerlendirilmesi gereken doğal haklardır. Bu hakların tanınması, korunması,
geliştirilmesi ve saygı duyulması hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
17.5) 13 Mayıs 2010 tarih ve 27580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2010/13 sayılı Başbakanlık
Genelgesinde;
“Anayasamızın eşitlik ilkesi çerçevesinde; ülkemizde yaşayan gayrimüslim azınlıklara
mensup Türk vatandaşları, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, ayrılmaz parçası oldukları
ulusal kültür ve kimlik yanında, kendi kimlik ve kültürlerini yaşama ve yaşatma imkanına sahip
bulunmaktadırlar.
Bu vatandaşlarımızın Devlet önündeki iş ve işlemlerinde kendilerine
güçlük çıkarılmaması, haklarına halel getirilmemesi, ilgili mevzuat gereği olduğu gibi,
Devletimizin ve Türk ulusunun bir parçası olduklarının kendilerine hissettirilmesi açısından da
büyük önem taşımaktadır.” hususları belirtilmiştir.
17.6) 02/01/2015 tarihinde Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen yemekte, gayrimüslim
azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet
DAVUTOĞLU yaptığı konuşmasında;
“ ‘… Diğer taraftan da eşit vatandaşlık ilkesi bağlamında da bu tablo önemlidir. Hiçbir zaman
biz yurttaşlarımız arasında yurttaşlık temel ilkesi etrafında bir fark gözetmedik. Gözetmeyiz’ diye
konuştu, Davutoğlu, ‘ Hangi dini, mezhebi, etnik temelden gelirse gelsin bütün yurttaşlarımızın canı,
malı, ırzı, aklı, namusu bizim için bütün dinlerde azizdir. İslam geleneği içinde bütün o temel esaslara
15 / 19
347
YILLIK RAPOR 2015