Page 347 - kdk-2015-yillik-rapor
P. 347
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
- Sultan II. Mehmed (Fatih) dönemine ait belgede; “ Makamıma gelip yüz sürerek
ellerinde mevcut olan Hz. Peygamber ve Hz. Ömer’den bu yana Kudüs-i Şerif’teki Hz. İsa’nın
doğduğu Beytüllahm Kilisesi, Kamame Kilisesi vb. kutsal mekanlar ile ilgili sahip oldukları hak ve
imtiyazları yeniden talep eden Kudüs Rum Patriği Atnasyos ve ruhbanlarına aynı imtiyazları verdim.
Bunları kimse rencide etmesin. Kim ki bu hükmün feshini murad ederse Allah’ın ve Resulünün
hışmına uğrasın”
- Sultan III. Mustafa dönemine ait belgede; “Kudüs ve çevresindeki Ermenilere, Hz.
Ömer ve Melik Salahaddin (Eyyubi) zamanlarında tanınan ayrıcalıklar gereği; kilise manastır ve
ziyaretgahlarına müdahale olunmayıp haklarının ellerinden alınmaması hususunda Yavuz Sultan
Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan I. Mahmud ve Sultan III. Osman tarafından fermanlar
sadır olduğundan, bölgedeki halkın ibadetlerini özgürce ve birbirini rahatsız etmeden ifa etmeleri.”
- Sultan III. Selim Han dönemine ait belgede; “ Hassa Bostancıbaşısı, sana emr-i
hümayunum ulaşınca bilesin ki: İstanbul civarında oturan Rum ve Ermenilerin evlilikleri esnasında
resmi vergi ve harçlardan başka, kanunlara aykırı yollardan akça talebiyle rencide edilmemelerine
ve fakir halkın himayesine dikkat etmeniz hususunda fermanım sadır olunmuştur. Buyurdum ki;
Emirime uyma konusunda son derece hassas ve dikkatli olasınız ve aksine hareket etmekten
sakınasınız.”
- Sultan II. Abdülhamit Han dönemine ait belgede; “Maddi sıkıntı içinde olduğunu
Patrik efendiden öğrendiğimiz Ermeni Katolik Patrikhane’sine gerekli yardım yapılsın.” aynı
döneme ait bir başka belgede; “ Darülaceze’de bulunan Museviler için sinagog yapılıncaya kadar
bir oda sinagog olarak düzenlendi. Hahamlar tarafından Tevrat okunarak açılış yapıldı. Sinagoga
bir haham, bir hademe ve bir aşçı tayin edildi. Musevilerin özel günleri ve yiyecekleri hususunda da
gerekli titizlik gösterildi.”
16.3) Günümüz ulus devletlerinin; toplumu oluşturan farklı inanç grupları arasında ayrım
gözetmeksizin hoşgörü ve saygı çerçevesinde ilişkiler geliştirmesi, farklılıklar zenginlik olarak
görmesi, her grubun kimliğine saygı göstererek taleplerini değerlendirmesi bunun yanı sıra haklarını
güvence altına alması böylelikle, toplumu oluşturan tüm gruplar ve bireyler arasında gerilimi
azaltarak toplumsal istikrarın ve barışın gözetilmesi hususunda önemli görevleri olduğu
düşünülmektedir.
16.4) Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının “Başlangıç” kısmında; “ Her Türk vatandaşının bu
Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür,
medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde
geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu”, 176 ncı maddesinde de; Anayasanın dayandığı
temel görüş ve ilkelerini belirten başlangıç kısmının, Anayasa metnine dahil olduğu belirtilmiştir.
16.5) Ülkemizde yaşayan ve Lozan Andlaşması'na göre, din bağı gözetilerek gayrimüslim
olmalarından dolayı azınlık kabul edilen kişiler Türk vatandaşıdırlar. Bu durumda, Anayasa'ya
göre Türk vatandaşı olarak kabul edilen gayrimüslim azınlığa mensup vatandaşların taleplerinin
öncelikle ve esas olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan kaynaklanan haklar
kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
17) Anayasa’nın 5 nci ve 10 uncu maddeleri ile AİHS 9 uncu maddesinde güvence altına alınan
düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakları, evrensel temel insan hakları arasındadır.
14 / 19
346
YILLIK RAPOR 2015