Page 104 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 104

Diğeri ise edebî biçimler. Edebî biçimlerden kastımız, merkezî yönetimin yanlışları-
            nı veyahut da ahalinin herhangi bir şikâyetini yahut da herhangi bir kendi kişisel şikâ-
            yetini devrin ileri gelen şairleri, yazarları kaleme döküyorlar; bunu da edebî bir şekilde
            yapıyorlar ve yapılan bu çalışmalar da bir şekilde merkezin kulağına gidiyordur ama
            dikkat etmemiz gereken şey, bu 2’si doğrudan0 sürekli açık olan bir prosedür değildir.
               Bir üçüncü ise “duyum vasıtasıyla” diye adlandırdık bunu, şu şekilde: İlk 2 örnekte
            şikâyetçiler bizzat kendileri merkeze gidip şikâyetlerini iletiyorlar ama devlet sadece
            kendisine gelecek şikâyetleri beklememiş, şikâyet durumunun taşrada yaşanabile-
            ceği ama bunların da merkeze iletilemeyeceği düşüncesiyle taşraya özel müfettişler
            göndermiş, “mehayif müfettişleri” deniyor. Yahut da bugün “casus” demek çok doğru
            olmayabilir ama casusluk faaliyetlerini yürütebilecek “iç casus” diyebileceğimiz türde
            görevliler gönderiliyor. Bunların dışında taşrada herhangi bir devlet işini yürütmek
            için gönderilmiş kişiler var. Onlar da yine gittikleri bölgede incelemeler yapıyorlar,
            şikâyeti gerektirir durumlar varsa raporlaştırıp merkeze iletiyorlardı. Yine, hepimizin
            çok iyi bildiği tebdilikıyafet uygulaması var ki padişahlar da zaten ne yapıyorlar? Aha-
            linin şikâyetlerinin olup olmadığını -bütün padişahlar olmasa bile- incelemek üzere
            halkın arasına karışabiliyorlardı.
               Kimler şikâyetçi olmuş? Onun için de bir yansımız var. Burada biraz karışık gibi
            gözüküyor ama “reaya”dan kastımız, biraz önce söylemiştik, yönetilen kesim, “askerî”-
            den kastımız ise yöneten kesimdir. İlginç olan şu: Yüzde 60 civarında reayanın şikâyeti
            var, yaklaşık üçte 1 civarında da askerînin şikâyeti var. Dolayısıyla, şikâyet mekanizma-
            sı sadece ahalinin yani yönetilenin yöneteni şikâyet ettiği bir mekanizma olarak değil,
            yönetenlerin de yine bu mekanizmayı ciddi bir şekilde kullandığı sonucuna varıyoruz.
            Dikkat ederseniz, mesela bir askerî yani yönetici reayayı da şikâyet edebiliyor. Yani
            yöneten kişi, yönetilen kişiyi de şikâyet edebiliyor. Mekanizma bu itibarla herkese tam
            anlamıyla açık bir şekilde işlemiştir.

               Peki, Divan-ı Hümayun bunları nasıl çözmüş? Yani birçok şey artırabilir ama biz
            belli başlılarını toparlamaya çalıştık. Birincisi: Kendisine gelen şikâyetleri doğrudan
            çözüme bağlamış. Ne yapmış? Yüzde 35’i doğrudan çözüm şeklinde. Yüzde 15’inin ise
            kişilerin elindeki belgeler doğrultusunda çözülmesine karar vermiş, herkesin kabul
            edeceği resmî belgeler. Yüzde 38’i ise şikâyetin gerçekleştiği yerdeki mahalle havale
            edilmiş; orada özellikle başta kadı olmak üzere, diğer resmî görevlilerin sorunu çöz-
            mesi salık verilmiş. Bütün bunlar yapılamıyorsa, iş çok ciddi boyutlara geldiyse şikâ-
            yetin taraflarını Divan-ı Hümayun’a getirtip karşılıklı murafaa yöntemiyle meselelerin
            çözümü gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.





        102   14 ŞUB A T 2019
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109