Page 157 - sosyal-haklar-ve-alanlar
P. 157
korunması anlamında basın özgürlüğüne ilişkin bir sınırlama nedeni
oluşturmayacağını, politikacılara benzer biçimde, resmi yetkilerini
kullanmakta olan kamu görevlileri için de, kabul edilebilir eleştiri sı-
nırlarının sıradan yurttaşlara göre daha geniş olduğunu vurgulamıştır.
18) 1991 tarihli Prager ve Oberschlick – Avusturya davasında mah-
keme, eleştiri sınırlarını belirlerken vatandaş ile siyasetçi arasında ay-
rım yaparak, siyasetçilerin eleştirilmesinin daha geniş alanı kapsaya-
cağı belirterek basın özgürlüğünün aynı zamanda bir dereceye kadar
abartı ve hatta tahrike izin verdiğinden bahsetmiştir.
19) 1986 tarihli Lingens –Avusturya davasında mahkeme, basın
yoluyla hakaret suçunun işlenmesinde; basın özgürlüğü ile hakaret
suçuna verilecek ceza arasında hassas bir denge olduğuna işaret ede-
rek, siyasetçiyi eleştiren yazarın “en adi türden fırsatçı”, “yüz kızartıcı
“ve”ahlaksız “gibi hakaret içeren sözleri nedeniyle yazara ceza verilmesi
halinde yazarın gelecekte bu tür eleştiriler yapma cesaretinin kırabi-
leceği, bir tür sansür niteliği taşıyacağı ve basının “bekçi köpeği “rolü-
ne zarar vereceği gerekçeleriyle yazarın sözlerini hakaret olarak kabul
etmemiştir. Ancak basının, kamunun menfaatinin bulunduğu
diğer alanlarda olduğu gibi, siyasi olaylarda da haber ve fikir
iletme görevinin yanı sıra başkalarının itibarını korumak gibi
çizilmiş sınırları da aşmaması gerektiği vurgulanarak bir poli-
tikacı hakkındaki kabul edilebilir eleştiri sınırının diğer birey-
lere oranla daha geniş olması gerektiğini açıklamıştır.
20) 1992 tarihli Casstells – İspanya davasında parlamentoda muha-
lefete mensup bir milletvekili olan davacı, bir gazetede Bask Ülkesi’n-
de halka karşı işlenen suçların faillerini gizlemekle suçladığı hükümeti
“cani “olarak nitelemiş ve hükümete hakaretten hapis cezasına çarp-
tırılmıştır. AİHM kararında, basının hükümeti eleştirmesinin hoş gö-
rülebilir sınırının şahısları hatta politikacıları eleştirmenin sınırından
daha geniş olduğunu söyleyerek basının “düzensizliğin önlenmesi “ve
“başkalarının haysiyetinin korunması “için konulan sınırları aşmaması
gerektiğine değinmiştir.
21) 1992 Thorgeirson – İzlanda davasında da AİHM ifade özgürlü-
ğünü kamu görevlilerine yönelik eleştiriler bağlamında koruyan bir
karar almıştır. Yazar olan davacı Thorgeirson İzlanda’da polis gaddarlı-
ğının yaygın olduğu yolunda iddialarda bulunmuş, polisleri “üniformalı
156 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU