Page 39 - Sporda Hak İhlalleri ve Denetim
P. 39

SPORDA HAK İHLALLERİ VE DENETİM

            ye’yi futbol ile ilgili konularda yurt dışında temsil etmek” gibi faaliyetler TFF’nin
            görevleri arasında sayılmaktadır. Belirtelim ki, bu görevlerin hepsi de kamusal
            görevlerdir. TFF gerçekten özel kişi olsaydı - burada özel hukuk tüzel kişisi
            demiyorum özel kişi olsaydı diyorum- o takdirde şunu söylemek zorunda olur-
            duk: Futbol federasyonu şeklinde bir yapı olabilir, fakat bu yapıda yer almak
            istemeyen diğer futbol aktörlerinin yani kulüplerin bu yapının dışında ayrı bir
            yapılanmaya gidebilme hakları da olurdu. İşte 5894 sayılı Kanun, böyle bir olası
            alternatif yapılanmanın önünü kesmektedir. Bu Kanuna göre, Türkiye’deki her
            türlü futbol faaliyetini yürütmek, düzenlemek ve denetlemek TFF’nin görevidir.
            Kanun koyucu bu görevi TFF’ye vermektedir. Eğer TFF’nin hala özel tüzel kişi
            olduğunu iddia etmeye devam edersek, o takdirde şunu da kabul etmek zo-
            rundayız: Bir özel tüzel kişi olan TFF’ye kanunla imtiyaz verilmiş bulunmakta-
            dır. Özel kişi ama ona imtiyaz verildi. Başka özel kişilerin yapamayacağı başka
            özel kişilere yasaklı bu iş, bu özel kişiye verildi. O zaman Anayasa’nın “kanun
            önünde eşitlik ilkesi”ni düzenleyen şu hükmü geliyor aklımıza: “Hiçbir kişiye,
            aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”. Kanun koyucu şunu diyebilir
            mi? “Demir-çelik ihracatını ya da ithalatını falanca şirket yapacak.”, “Fındıkla
            ilgili ticareti bilmem ne şirketi yapacak, başkaları yapamayacak.”. Böyle ya-
            sal düzenlemeler karşısında “özel kişiler lehine kanun ile imtiyaz verilmesi
            Anayasaya aykırıdır.” demeyecek miyiz! Öyle ise, TFF’nin kamu tüzel kişiliği
            olmayan özel tüzel tüzel kişi olarak kabul edilmesi halinde, kanunla özel ki-
            şiye imtiyaz verilemez itirazlarının ileri sürülmesi gerekmez mi? Görülüyor ki,
            futbolla ilgili işlerin münhasıran TFF’ye verilmesi, ancak bu kurumun kamusal
            iş yaptığı kabulüne bağlı olarak Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulmayabili-
            riz. Öte yandan, kulüpler, TFF dışında başka bir futbol organizasyonunu tercih
            ettiğinde, özel tüzel kişi niteliğinde kabul edilecek federasyonun, onlara nasıl
            ve hangi yetkiyle yaptırım uygulayabileceği de ayrı bir sorun teşkil etmektedir.
            Bütün spor federasyonların özel tüzel kişi statüsünde kabul edilmesi halinde
            bu sorun söz konusu olmaktadır. Dolaysısıyla, TFF’nin ve diğer federasyonların
            kulüpler ve sporcular üzerinde kamusal yetkiler kullanabilmesi de ancak onu
            kamu tüzel kişiliğine bağlı bir sonuç olabilir.

            Burada aslında biraz ezberleri bozmak gerekiyor galiba. FIFA’nın ya da UE-
            FA’nın bizden istediği ideal federasyon yapılanması galiba yine de bu kamu tü-
            zel kişiliği statüsündeki TFF değil. Çünkü FIFA ya da UEFA’nın bizden istediği,
            spor federasyonlarının ve bu arada futbol federasyonunun bir çerçeve kanunla
            düzenlenmesi, fakat federasyonların özel kişilerce kurulması. Spor yapılan-
            maları dernek şeklinde ortaya çıktığı için, derneklerin bir araya getirdiği bir-
            lik, yani federasyon uygulamasının bizde geçmiş örnekleri mevcuttur. Türkiye
            İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) böyle bir yapıydı. Spor kulüplerinin bir araya
            gelerek oluşturduğu ittifaktı. Avrupa’daki diğer örnekler de böyle. Sanırım



                                                             2 MART 2018, ANKARA  39
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44