Page 222 - temel-haklar
P. 222
kamulaştırmadan doğan zararlarının tazmin edilmesi gerektiği so-
nucu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, yapılan eylemin kamu yararı gö-
zetilerek yapılmış olmasında bir yanlışlık bulunmamakla birlikte bu-
nun kanuna uygun olarak yapılmadığı, şikayetçinin bu durumdan kay-
naklana zararın tazmin edilmediği, bu yönüyle de Protokol ile AİHM
ve Yargıtay içtihatlarına uygun olmayan bir durumun ortaya çıktığı
değerlendirilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 35’inci ve 36’ıncı maddeleri ışı-
ğında yapılan değerlendirmede de, kamulaştırmanın kanuni sınırla-
malara tabi olduğu açıktır.
Burada da, yukarıdaki açıklamalara paralel olarak ortak, sürekli ve
kamusal bir ihtiyacı ifade eden kamu yararı mülkiyet hakkının sınırla-
rını oluşturmakta, ancak bu sınırların kanunla belirlenebileceği belir-
tilmektedir.
Şikayete konu olayda da, yol yapımını içeren kamu yararının gerçek-
leştirilmesi adına, mülkiyet hakkına bir sınırlama getirilmesinin söz
konusu olduğu ortaya çıkmaktadır. Fakat, kamulaştırmanın, kanunun
ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde olmadığı tespit edilmiştir.
Diğer taraftan, kamulaştırma işlemi Anayasanın 46’ncı maddesinde
ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda tanımlanmış, özellikleri or-
taya konulmuş; kamulaştırma bedeli ve kesin hükme bağlanan artırım
bedelinin peşin ve nakden ödenmesi kuralı ve bu kuralın istisnaları
açıklanmış; taksitlendirme halinde ve herhangi bir nedenle ödenme-
miş olan kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en
yüksek faizin uygulanacağı, kabul edilmiştir. Kamulaştırma, Devletin
kamu yararının gerektirdiği hallerde kamu gücünü kullanarak gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz
mallara karşılığını ödemek suretiyle el koyması ve bunları kamu hiz-
metin özgülemesi olarak açıklanmaktadır.
Şu halde, Anayasal ve yasal tanımıyla kamulaştırma:
“İdarenin, kamu yararı düşüncesiyle ve kamu gücüne dayana-
rak, karşılık parasını Kanunun takside olanak tanıdığı haller
ayrık olmak üzere peşin vermek şartıyla, bir taşınmaz malı mal
sahibinin rıza ve muvafakatine bakılmaksızın edinmesidir.”
Şeklinde ifade edilebilir.
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 217