Page 69 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 69
2. GÜN
Bakanlığı Müsteşarımız, bugün kendilerinin ev sahipliğinde bulunduğumuz
Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Ombudsmanımız Sayın Şeref Mal-
koç Bey ve dünyanın değişik ülkelerinden teşrif ederek bizleri onurlandı-
ran çok değerli Ombudsman Misafirlerimiz, değerli Basın Mensupları, bu
anlamlı günde birlikte olduğumuz Saygıdeğer Hanımefendiler ve Beyefen-
diler, öncelikle hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyor, burada
sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime
başlamak istiyorum.
Öncelikle Sayın Şeref Malkoç Beyefendi’yi bu Sempozyumun organizasyo-
nu ve özellikle konu seçimi için kutlamak, tebrik etmek isteriz. Çünkü dün-
ya 21. Yüzyıla terör ve göç ile başlayarak bana göre medeniyet seviyesine
yakışmayan bir performans göstermiştir. Terör ve şiddet, elbette ki bugün
yaşadığımız kitlesel göçün tek sebebi değildir ama bilinmelidir ki en büyük
sebebidir. Sivil anlamda insan haklarını savunma kurumu karakteri olan om-
budsmanlık müessesesinin bu konuya eğilmesinin ve buna özel olarak bir
refleks geliştirmesinin aslında tam da zamanıdır hatta biraz da bu konuda
gecikilmiştir. Diğer yandan hepiniz bilirsiniz ombudsmanlığın tarihsel süreç-
te ortaya çıkışı da aslında kendi içerisinde bir mültecilik hikayesine hem de
bu topraklardaki bir mültecilik hikayesine dayanır. İsveç Kralı 12. Charles’ın
Osmanlı ülkesinde yaşamak zorunda kaldığı 1709 ve 1714 yılları arasındaki
sürgün, mülteci hayatı sırasındaki gelişmeler bir anlamda bugün bizlerin bu-
raya toplanmasına vesile olmuştur. Dolayısıyla içerisinde mültecilik hikaye-
si barındıran ve aslı bize ait olan bu kurumun doğduğu topraklarda bugün
mülteciliği ve göçün tartışılıyor olması hem güzel, tarihi bir mesajdır hem
de bizler aracılığıyla dünyayı bu konuda motive edecek önemli bir tercihtir.
İşte bu tercih yüzünden Sayın Malkoç’u bir kez daha tebrik ediyor, sizlere
de buraya teşrif ederek bu önemli dünya meselesine katkıda bulunduğunuz
için şimdiden teşekkürlerimi ifade ediyorum.
Tabii ülkemizde göç meselesi ile ilgili olarak sahada çalışan insanlarımız da
ayrı bir teşekkürü hak etmektedirler. Göçün bütün dramatik hikâyelerine
maruz kalan, masa başında alınan kararları sahada uygulayan, yapılan yar-
dımları yerine ulaştıran, insanlara insanlık onuruna yakışır barınma yerleri
oluşturan, göçmen kaçakçılığı ile mücadele ederek birçok mülteciyi belki de
ölümden kurtaran gerek Göç İdaresi, gerek AFAD, gerek Sahil Güvenlik Ko-
mutanlığı, gerek Kızılay, gerek jandarmamız, polisimiz, kolluk kuvvetimiz,
diğer yardım kuruluşları çalışanlarına da her birine ayrı ayrı teşekkür etmek
istiyorum. Çünkü açık bir gerçektir ki biz burada hangi kararları alırsak ala-
lım, uluslararası toplantılarda ne konuşulursa konuşulsun birileri onları sa-
67