Page 513 - yargi-ozel-raporu
P. 513
(1030) Bilindiği gibi 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası-
nın “D. Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma” başlıklı 90 ıncı
maddesi son fıkrasında, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletle-
rarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya
aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle:
7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve
özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı ko-
nuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda
milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmü yer almakta-
dır. Bu hüküm ve yine Anayasamızın, “XI. Anayasanın bağlayıcılığı
ve üstünlüğü” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasında kayıtlı,
“Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare ma-
kamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları-
dır.” hükmü uyarınca adlî, idarî, askerî tüm mercilerin, temel hak ve
özgürlükleri etkileyecek konumda tesis edeceği karar, işlem ile tat-
bik edeceği eylemin, milletlerarası antlaşmalar ile tesis edilmiş temel
standartlara aykırı olamayacağı; birbiri ile ihtilaf olan durumlarda
kanun adamlarının ulusal kanun metinlerini değil, bu uluslararası
standartları, hükümleri esas alması gerektiği görülecektir. Üstelik bu
mükellefiyet sadece idareciler açısından değil; hâkim, savcı tüm adli
görevliler açısından da geçerlidir.
(1031) Daha anlaşılır ifade ile kanun adamlarının yetkilerini, temel
Adalet Sistemimizin Sorunları, İyileştirilmesi ve Güvenilirliğinin Artırılması Hakkında Özel Rapor
hak ve özgürlükler için getirilen uluslararası standartlara uygun ola-
rak kullanmaları anayasal bir mükellefiyettir. Bu noktada “yargının
bağımsızlığı” kavramının doğru anlaşılması gerekmektedir. Yargı,
her kesimden gelen her türlü müdahaleye karşı her açıdan bağımsız-
dır. Fakat bu bağımsızlık, yargının ve yargı mensuplarının evrensel
hukuk kuralları ile bağlı olduğu gerçeğini yadsıyacak şekilde yorum-
lanamaz. Daha açık, samimi ve somut ifade ile “hukuk” yargıcı da
bağlamaktadır. Yargıç da hukuka uymak zorundadır. Hukuka karşı,
yargıcın da sorumluluğu bulunmaktadır. Bu cihetle, tıpkı bir polis,
öğretmen ve idareci gibi hâkim de kamu görevlisidir ve bu kamusal
yetkisini hukuka uygun surette kullanmak zorundadır. Bu noktada
yargının bağımsızlığı, yargı mensuplarının yetkilerini hukuka uygun
surette kullanmaları zorunluluğu ile sınırlıdır. Aksi durumda, kamu-
486