Page 130 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 130

Kamu  Denetçiliği  Kurumu  Kanununun  20  nci  maddesinin  üçüncü  fıkrası  ve  Kamu  Denetçiliği
              Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 32 nci maddesi
              uyarınca  inceleme  ve  araştırma  sonucunda  şikâyet  konusu  iddianın  yerinde  olduğu  kanaatine
              varılması hâlinde Kurumumuz tarafından

                   Hatalı davranıldığının kabulü,
                   Zararın tazmini,
                   İşlem yapılması veya eylemde bulunulması,
                   Mevzuat değişikliğinin yapılması,
                   İşlemin  geri  alınması,  kaldırılması,  değiştirilmesi  veya  düzeltilmesi  uygulamanın
                     düzeltilmesi,
                   Uzlaşmaya gidilmesi,
                   Tedbir alınması,

              gibi  hususların  bir  veya  bir  kaçını  kapsayan  içerikte  “tavsiye  kararı”  verilmektedir.  Kurumca
              verilebilecek tavsiye kararlarının içeriği, anılan hususlarla sınırlı olmayıp, bu hususları içermeyen
              farklı  bir  tavsiye  kararı  da  verilebilmektedir.  Kurumumuzca  verilen  tavsiye  kararlarından
              örnekler aşağıda sunulmaktadır:


                   Kısmen Kamulaştırma Sonrasında Arta Kalan Kalan Kısmın Nitelikli Bir
                  Yapı Yapılmasına Elverişli Olmaması Nedeniyle Taşınmazın Tamamının

                                Kamulaştırılması Yönünde Tavsiye Kararı Verildi



              Başvuran; … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … no’lu, 348 m2 yüzölçümlü taşınmazının cephe
              aldığı yolda yapılan tadilat nedeniyle 38 metrekaresinin yola terkinin öngörüldüğünü; taşınmazında
              yer  alan  konutunun  yıkılacağını;  yapı  çekme  mesafeleri  uygulandığında  nitelikli  bir  yapı
              yapılamayacağından  bahisle  …  Belediye  Başkanlığınca  söz  konusu  parselin  geriye  kalan  310
              metrekaresinin  imar  durumunun  düzenlenmediğini  belirtmiş  ve  Kurumumuzdan  mağduriyetinin
              giderilmesi için parselinin tamamının kamulaştırılmasını veya tamamının imara açılmasını talep
              etmiştir.

              Kurumumuzca yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, başvuranın taşınmazı satın aldığı 2001
              yılından 2012 yılına kadar imar planlarında taşınmazın konut alanı olarak ayrıldığı; 2012 yılında
              yapılan imar planı revizyonu ile taşınmazın bir kısmının imar yolu olarak ayrıldığı; 2015 yılında
              taşınmazın  kısmen  kamulaştırılması  sürecinin  başlatıldığı;  2016  yılında  imar  durumu  belgesi
              düzenlenmesi talebinin reddedilmesi sonucunda taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının
              nitelikli  bir  yapı  yapılmasına  elverişli  olmaması  sebebiyle  başvuranın  mülkiyet  hakkından
              kaynaklanan yetkilerinin tahdit edilmiş olduğu, belirtilen uygulamanın, başvuranın Anayasanın 35
              inci  maddesi  ile  güvence  altına  alınan  mülkiyet  hakkına  bir  müdahale  oluşturduğu,  kısmi
              kamulaştırma kararının beraberinde getirdiği inşaat yasağının başvuranın imar planında konut alanı
              olarak ayrılan taşınmazından konut yapmak suretiyle yararlanma ve tasarruf etme hakkını ortadan
              kaldırdığı anlaşılmış; öte yandan kısmen kamulaştırılması öngörülen taşınmazda yer alan konutunun
              da yıkılacağı hususu gözetildiğinde, başvuranın mülkiyet hakkının ağır kısıtlamalara tabi olduğu;
              bu  açıdan  da  kamu  yararı  ile  bireysel  yarar  arasında  gözetilmesi  gereken  adil  dengenin  birey
              aleyhine ölçüsüz bir yükümlülük getirdiğinin kabulünün gerektiği kanaati ve sonucuna ulaşılmış
              olup bu doğrultuda;


                                                                                                         119
   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135