Page 138 - kdk_yillik_rapor2018
P. 138
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
işlemlerde bireysel menfaat ile kamusal menfaat arasındaki dengeyi koruması ile
mümkün olabilmektedir.
İşte, ölçülülük ilkesi de idarenin hukuken korunan bir amaca ulaşmak için seçmiş olduğu
yöntem ve araçların o amaca ulaşmak için gerekli, orantılı ve elverişli olmasını ifade
eder. Kamu yararının açıkça baskın olması halinde, bireylerin temel hak ve özgürlükleri
ile menfaatlerine yönelik yapılan müdahale ölçülülük ilkesine aykırı sayılmaz.
Kurumumuzun ölçülülük ilkesine aykırılık tespit ettiği başvuru hakkında verdiği karara
aşağıda değinilmiştir:
26/02/2018 tarihli ve 2017/13593 başvuru numaralı kararda, başvuran hükümlü,
bulunduğu cezaevinden ailesine yakın olan cezaevine nakledilme talebinde bulunmuş,
ancak bu talebi idare tarafından reddedilmiştir. Yapılan inceleme ve araştırma neticesinde
ise, başvuranın ailesinin maddi durumu ile ikamet ettiği yerin infaz kurumuna olan
uzaklığı birlikte ele alındığında, idarenin işleminin ulaşılmak istenen meşru amaçla
orantılı olmadığı ve bu gerekçeyle aile hayatına saygı gösterme hakkına yapılan
ölçüsüz bir müdahalenin bulunduğu tespit edilerek idarenin, başvuranın nakil talebini
reddetmek suretiyle ölçülü olmayan bir karar alması hukuka aykırı bulunmuştur.
5.2.2.4 Yetkinin Kötüye Kullanılmamasına İlişkin
Yasalarca tanınmış karar alma gücü olan yetkinin, kamu yararı ve kamu hizmeti
gereklerine uygun olarak, kişisel, siyasi vb. bir amaç güdülmeksizin, veriliş amacı
doğrultusunda kullanılması yetkinin kötüye kullanılmamasını ifade etmektedir.
Kurumumuzun yetkinin kötüye kullanılmaması ve yetkinin amacına uygun kullanılmasına
aykırılık tespit ettiği başvuru hakkında verdiği karara aşağıda değinilmiştir:
24/10/2018 tarihli ve 2018/7456 başvuru numaralı kararda başvuran, imar planında
altı yıldır yeşil alan olarak belirlenen taşınmazının kamulaştırılması veya imar planının
değiştirilerek bahsi geçen taşınmazın serbest bırakılması talebinde bulunmuştur.
Kurumun inceleme ve araştırması sonucu, 2012 yılından itibaren devam eden mülkiyet
hakkına yönelik imar hukukundan kaynaklı müdahalenin, başvuranı, mülkiyetinin
geleceği konusunda belirsizliğe ittiği, bu durumun arazinin satış şansı da dâhil olmak
üzere taşınmazın değerini hatırı sayılır ölçüde azalttığı, bu nedenlerle kamu yararının
gerekleri ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengenin şikâyetçi
aleyhine bozulduğu ve bu durumun şikâyetçinin alışılmışın dışında ve ölçüsüz bir yüke
katlanmak zorunda bırakılması sonucunu doğurduğu, aynı zamanda bu uygulamanın
belediyenin imar mevzuatı ile kendisine verilen yetkisini de amacına uygun kullanmadığı
anlamına geldiği ifade edilmiştir.
5.2.2.5 Dürüstlük İlkesine İlişkin
Dürüstlük, kamu görevlilerinin tüm eylem ve işlemlerinde her zaman doğru ve
güvenilir olmasını, kamu hizmetinden faydalananları yanıltıcı veya onlara zarar verici
davranışlardan kaçınmasını ifade eden bir ilkedir.
2018 YILLIK RAPOR 137