Page 437 - kdk_yillik_rapor2018
P. 437
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
6.14 MÜLKİYET HAKKI
Mülkiyet hakkına ilişkin olarak Kurumumuza genelde, vatandaşların kendi
mülkiyetlerinde olduğunu iddia ettikleri taşınmazların orman, mera vs. vasıflarda
hazine mülkiyetine geçirilmesi ile ilgili başvurular, idarelerin özel mülkiyette
bulunan taşınmazlara kamulaştırmasız el attığına yönelik başvurular, imar planları
kapsamında vatandaşların taşınmazlarının kamu hizmetlerine ayrılması sebebiyle uzun
yıllar kamulaştırma yapılmaması ve vatandaşların taşınmazları üzerinde tasarrufta
bulunamamalarına yönelik başvurular, kamulaştırma bedellerinin mahkeme kararlarına
rağmen ödenmemesine yönelik başvurular, TMSF tarafından kayyum atanan inşaat
şirketlerinden gayrimenkul satın alan vatandaşların taşınmazlarının kendilerine teslim
edilmesi taleplerine yönelik başvurular, idarelerce vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen
ecrimisil uygulamalarına yönelik başvurular yapılmaktadır.
Kurumumuza vatandaşlarımız tarafından, imar planlarına istinaden taşınmazlarının
kamu hizmetine ayrılması neticesinde ilgili idareler tarafından uzun yıllar boyunca
da kamulaştırma yapılmaması sebebiyle mülkiyet haklarının kısıtlandığı iddiası ve söz
konusu taşınmazlarının ya ilgili idare tarafından kamulaştırılarak kamulaştırma bedelinin
kendilerine ödenmesi veya kamulaştırma yapılmayacaksa yine ilgili idareler tarafından
kamu hizmetine ayrılan taşınmazlar hakkında terkinde bulunarak taşınmazları üzerinde
kendilerinin tasarruf edebilmelerinin sağlanması talebiyle başvurular yapılmaktadır.
Anayasamızın “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35 inci maddesinde, “Herkes, mülkiyet
ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar kamu yararı amacı ile kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin Ek Protokol No. 1 in “Mülkiyetin korunması” başlıklı
1 inci maddesinde, “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı
gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada
öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve
mülkünden yoksun bırakılabilir.”, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Mülkiyet
hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesinde, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk
düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta
bulunma yetkisine sahiptir.” şeklinde mülkiyet hakkına ilişkin hükümler bulunmaktadır.
AİHM tarafından verilen “Sporrong ve Lönnroth (İsveç)” davasında değinildiği üzere,
taraf devletlerin şehir planlaması politikalarını uygulama bakımından geniş bir takdir
marjından yararlanmaları gerekmektedir; ancak taraf devletler şehir planlamasına ilişkin
olarak sahip oldukları takdir yetkisini ölçülülük ilkesini gözetmek suretiyle kullanmak
zorunda bulunmaktadırlar. Uzun süreli kamulaştırma şerhleri ve imar yasakları
ile mülkiyet hakkına müdahale edilmesi halinde öncelikli olarak dikkat edilmesi
gereken, toplumun genel yararı ile bireylerin temel haklarının korunması arasında
adil bir dengenin kurulup kurulmadığı hususuna vurgu yapılmıştır.
436 2018 YILLIK RAPOR