Page 167 - KDK
P. 167
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Kurumumuzca yapılan inceleme sonucunda, Kara Avcılığı Kanunu’nun 2’nci
maddesinde, av yılının normal yıldan farklı olarak 1 Nisan’da başlayıp 31 Mart’da
bittiğinin düzenlendiği, dolayısıyla Harçlar Kanunu ile Kara Avcılığı Kanunu’nun bu
hükümleri birbiri ile uyumlu olmadığı, örneklendirmek gerekirse; avcılık faaliyetinden
8 ay önce 2020 yılı ocak ayında harç yatıran bir kişinin, ancak ağustos ayında pul
bedeli yatırarak söz konusu faaliyete başlayabildiği, av sezonu bitmeden ocak ve şubat
aylarından kalan haklarını kullanabilmek ve 2020 yılından bedelini ödediği faaliyete
devam edebilmek için 2021 yılı harç bedelini de ödemek durumunda kaldığı, diğer
taraftan avcılık faaliyetini hobi amaçlı veya kültürel olarak en fazla haftada bir kez
piknik mahiyetinde yapan kişiler ile bu faaliyeti meslek haline getirmiş olanların aynı
bedeli ödemesi hakkaniyetle bağdaşmadığı, dolayısıyla pul bedeli ile belge harcının,
Kanun’da belirtilen av yılı başlangıcında tek seferde tahsil edilmesinin, otomatik
tahakkuktan vazgeçilmesinin zaman kaybını önleyeceği ve iş yükünü azaltacağı,
ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığını cevabi yazılarında da geçmiş tarihlerde sorunun
çözümüne yönelik çalışmaların yapıldığı ancak neticelendirilemediği belirtildiğinden,
avcılık faaliyetinin hobi sınırlarında kalmasına yönelik olarak, haftada bir seferden fazla
rezervasyon yapanlara yönelik olarak farklı fiyatlandırmalara gidilmesinin harcın tanımı
ve doğaya yük anlamında daha hakkaniyetli bir çözüm sağlayacağı değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle, bürokrasinin azaltılması ile faaliyetin hobi sınırlarını aşmasının
önlemesine yönelik olarak kararda zikredilen sorunların ortadan kaldırılması için gerekli
mevzuat çalışmalarının koordinasyon içerisinde yapılması hususunda Tarım ve Orman
70
Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı’na Tavsiyede Bulunulmasına karar verilmiştir.
6.2.4 DİĞER TAVSİYE KARARLARIMIZLA SAĞLANAN KATMA DEĞER
Güç kullanma tekelini elinde bulunduran idarenin, hukuka aykırı işlem tesis ederek
veya eylemde bulunarak hak ve özgürlükleri ihlal potansiyeli mevcuttur. Bu nedenle,
bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak hem ulusal hem de uluslararası
birçok koruma mekanizması oluşturulmuştur. İşte Kamu Denetçiliği Kurumu da
idarenin hukuk içerisinde kalmasını temin etmeye çalışan bir mekanizmadır.
Anayasal bir kurum olan ve 6328 sayılı Kanun ile kurulan Kamu Denetçiliği
Kurumunun görevi, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem
ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde,
hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye
önerilerde bulunmaktır.
Bu doğrultuda, görevi temelde bireyleri idarenin hukuka aykırı faaliyetlerine karşı
korumak olduğundan Kamu Denetçiliği Kurumunun hukuk devleti ilkesinin
gerçekleşmesi açısından ülkemizde oldukça önemli bir yeri vardır. Zira hukuk devleti
ilkesinin bir gereği olarak idare, hukuka aykırı eylem veya işlemde bulunduğunu çeşitli
yollarla öğrenmesi halinde bunu geri alma/kaldırma ile mükelleftir. Kamu Denetçiliği
Kurumu ise, kendisine yapılan başvurular vasıtasıyla şikâyete konu işlem veya eyleminin
70 2020/5040 numaralı başvuru hakkında verilen 16.09.2020 tarihli Tavsiye Kararı
166 2020 YILLIK RAPOR