Page 324 - KDK
P. 324
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Kurumumuzca toplantı ve ifadeyi açıklama özgürlüğü açısından yapılan inceleme
sonucunda, Baro Başkanları tarafından gerçekleştirilen toplantı ve gösteri yürüyüşünün
sadece birer şekilsel şart niteliği taşıyan “bildirim” gibi arızi sebepler gözetilerek, hakkın
özünü ortadan kaldıracak şekilde yasaklama ile sonuçlandığı, kaldı ki Ankara Valiliğinin
mezkûr yazısında, 22.06.2020 tarihindeki gerçekleştirilecek gösterinin, sosyal medya
üzerinden yapılan rutin araştırmalar sırasında öğrenildiğini ifade edilmekle Valiliğin,
gösterinin asayiş içerisinde gerçekleşmesi açısından alması gereken tedbirleri alacak
zamana da sahip olduğunun anlaşıldığı, üstelik bahse konu etkinliğin, içerik olarak
gizlenen, yasa dışı bir etkinlik olmayıp; görsel, yazılı ve görüntülü medya ve sosyal
medya ile de günler öncesinde ilan edilen ve meşru bir amaç ve konuya matuf
düzenlenen bir etkinlik niteliğinde olduğu, ayrıca şikâyete konu kolluk engellemesi ve
müdahalesine esas teşkil edecek nitelikte herhangi bir idari işlemin de bulunmadığı, zira
22.06.2020 tarihindeki bahse konu olay özelinde verilen bir yasaklama veya kısıtlama
kararının bulunmadığı, yine sadece 2911 sayılı Kanun’a aykırı olduğu gerekçesi ile hem
barışçıl olan hem de kamu düzenini aksatmayan barışçıl bir gösteriye müdahalenin
uluslararası hukuk kuralları ve Anayasa’nın 90’ıncı maddesi hükmü uyarınca, bir hak
ihlali niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir.
Seyahat özgürlüğü açısından yapılan incelemede, başvuruya muhatap baro başkanlarının,
kendi araçları ile dilediği yere gitmeleri noktasında bir engel ile karşılaşmadıkları, kolluk
sınırlamasının, gösteri yürüyüşünün önüne geçmek amacı ile muhatap grubun topluca
hareket etmesine yönelik olarak gerçekleştirildiği, bu sınırlamanın ise “toplantı ve ifade
özgürlüğü” ihlaline yol açmış olsa da “seyahat özgürlüğü” açısından bir engel niteliğinde
olmadığı değerlendirilmiştir.
Kişi hürriyeti ve güvenliği, yakalama ve gözaltı işleminin hukukiliği yönünden
yapılan inceleme sonucunda, hiç kimseye yakalama işlemi yapılmadığı ve devamında
da adli sürece dair diğer işlemlere (gözaltı, tutuklama vs.) başvurulmadığı, bunun
sonucu olarak herhangi bir kişinin özgürlüğünün kısıtlanmaması nedeni ile devletin
sorumluluğu altında tutulması durumu gerçekleşmediği, kişi güvenliği ve özgürlüğünün
ihlali iddialarının sübuta ermesi açısından ise kişinin, yakalama, gözaltı vs. surette
özgürlüğünün hukuka aykırı surette kısıtlanması ve devletin sorumluluğu altında
özgürlüğü kısıtlanan tutulu kişiye hukuka aykırı surette muamelede bulunulması
gerektiği, ancak somut olayda özgürlüğün kısıtlanması dâhil bunların hiçbirisi meydana
gelmediği görüldüğünden kişi güvenliği ve hürriyetine ilişkin bir ihlalin olmadığı
değerlendirilmiştir.
İşkence ve kötü muamele iddiaları hakkında yapılan inceleme neticesinde, somut
etkinliğin düzenleniş amacı olan ilgili kanun teklifi hakkında görüş bildirmek ve o
dönemin siyasi atmosferi ile gösterici grup ve polis arasındaki diyaloglar beraberce göz
önünde tutulduğunda, gösterici gurup açısından da tansiyonun çok yüksek olduğu,
bu denli yüksek gerilim içeren bir gösterinin zapturapt altına alınması da ister istemez
tartışma, itiş-kakış ve arbedeye yol açacağı, yani meselenin doğası gereği bir dizi
2020 YILLIK RAPOR 323