Page 186 - 2021 Yıllık Rapor
P. 186
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
7.4 ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
7.4.1 Sosyal Güvenlik Hakkı
Sosyal güvenlik hakkı ve uygulamaları, kişilerin esas olarak Sosyal Güvenlik Kurumu ile
yaşadıkları uyuşmazlıkların kategorize edildiği bir alandır. Nitekim sosyal güvenlik hakkı
bağlamında gerçek ve tüzel kişileri hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek,
haklarının kullanılmasını ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak
Kurumun temel görevleri arasında yer almaktadır. Bu kapsamda Sosyal Güvenlik
Kurumunun amacı; sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı etkin, adil, kolay erişilebilir,
aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini
yürütmektir.
Sosyal güvenlik hukukuna ilişkin temel yasal düzenleme 5510 sayılı Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’dur. Bununla birlikte, mezkûr Kanun’un ilgili
maddelerinin atfıyla mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, mülga 2925 sayılı
Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, mülga 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu, mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi
Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ile mülga 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu bu alanda yaşanan uyuşmazlıklarda uygulama
yeri bulan diğer yasal düzenlemelerdir.
Sosyal güvenlik hakkı, Anayasa’nın sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler bölümünün
60’ıncı maddesinde düzenlenmektedir. Bu anlamda sosyal güvenlik bireyler için,
kendi istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle
yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerinin
en aza indirilmesine, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardının güvence altına
alınmasına yönelik bir hakkı ifade etmektedir. Sosyal güvenlik hakkı devlet için ise
bu güvencenin gerçekleştirilebilmesi için sosyal güvenlik kuruluşları oluşturularak
kişilerin yaşlılık, hastalık, malullük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı asgari yaşam
düzeylerinin korunmasına yönelik bir ödevi ifade etmektedir. Kişilere sağlanan bu
anayasal güvencelerin yaşama geçirilebilmesi için devlet, tüm çalışanlara sosyal güvenlik
hakkını sağlamak ve bunun için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yönüyle
sosyal güvenlik hakkı, sosyal hukuk devleti olmanın en somut göstergelerindendir. Bu
nedenle, sosyal güvenlik hukuku alanında oluşturulacak tüm kuralların özde, sosyal
devlet kavramı anlayışına uygun olması zorunludur. Gerçekten de sosyal güvenlik,
uluslararası hukuk belgelerinde ve çağdaş anayasalarda temel bir hak niteliğinde
görülerek, ekonomik ve sosyal haklar bölümü içinde düzenlenmiş ve böylece insan
haklarının bir unsuru görünümünü kazanmıştır. (Anayasa Mahkemesinin; 29/4/2021
tarihli ve E: 2021/1, K: 2021/32 sayılı kararı, 16/3/2016 tarihli ve E: 2015/67, K:
2016/21 sayılı kararı, 27/6/1995 tarihli ve E: 1994/90, K: 1995/22 sayılı kararı)
Sosyal güvenlik hakkı ve uygulamalarına ilişkin Kurumumuza yapılan başvuruların;
emekli, ölüm, malullük aylığı bağlanması, emekli ikramiyesi ödenmesi, diğer emeklilik
işlemleri, yurt dışı hizmet borçlanması işlemleri, Sosyal Güvenlik Kurumunun denetim
faaliyetleri, genel sağlık sigortalılığı, yersiz ve fazla ödemeler, sigortalılık süreleri, prim
iadesi gibi konularda yoğunlaştığı görülmektedir.
2021 YILLIK RAPOR 185