Page 472 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 472
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü imar ve yapılaşma
işlemlerinin geçici olarak durdurulabileceği, dahası hak sahiplerinin de görüşü alınarak
riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik, su ve doğalgaz hizmetlerinin
verilmeyeceği ve verilen hizmetlerin de kurum ve kuruluşlar tarafından durdurulacağı
hükme bağlanmıştır.
Kamu Denetçiliği Kurumunca, her somut durumun özelliğine göre şikâyetçinin
haklı olduğunun tespiti halinde konutun riskli alanlarda, riskli yapıların bulunduğu
taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında bulunması nedeniyle ilgili mevzuat
doğrultusunda gerekli iş ve işlemlerin tesis edilmesi hususunda idarelere tavsiye ve
önerilerde bulunulmaya devam edilmektedir.
7.14.8 Çevre Temizliği, Katı Atık Yönetimi ile Çevrenin Korunması,
Düzenlenmesi ve Geliştirilmesinde Belediyeler
Hızlı nüfus artışı ve kentleşme sonucunda şehirlerde daha fazla atık ortaya çıkmakta,
bunun sonucunda da çevre daha fazla kirlenmekte, artan çevre kirliliği de toplum
sağlığını ve şehir yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Katı atık Yönetimi, evsel, tıbbi, tehlikeli ve tehlikesiz atıkların en aza indirgenmesi,
kaynağında ayrı ayrı toplanması, taşınması, ortadan kaldırılması ile geri kazanılması
ile geri dönüşüm ve bertaraf tesislerinin işletilmesi süreçlerini içermektedir. Böylelikle
atıkların düzenli bir şekilde toplanması ve ortadan kaldırılmasıyla atıkların toplum
sağlığına, çevreye, şehir ve ülke ekonomisine etkilerinin en aza indirgenmesi
hedeflenmektedir. Ülkemizde yürürlükte olan mevzuata göre, katı atık hizmetleri genel
olarak yerel yönetimler içerisinde yer alan belediyeler tarafından gerçekleştirilmektedir.
Şehirlerin yönetiminden sorumlu olan mahalli idarelerin temel görevlerinden birisi de
topluma planlı kentleşme çerçevesinde sağlıklı bir kentsel çevre sunmaktır. Şehirlerin
çevre düzenlemesi, mahalli idarelerin özellikle belediyelerin sorumluluğundadır Bu
anlamda, belediyeler, mevzuatın kendilerine verdiği görev ve yetki çerçevesinde çevrenin
korunması, düzenlenmesi ve geliştirilmesinde de önemli bir rol üstlenmektedir.
Çevre hakkı, Anayasa’nın 56’ncı maddesinde, sosyal ve ekonomik haklar bağlamında
düzenlenmiştir. Anayasa’da 2010 yılında yapılan değişiklikle Anayasa’da ve AİHS’de
düzenlenen hakların ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
yapılması mümkündür. Anayasa Mahkemesi, çevre hakkının korunmasına yönelik
önüne gelen başvuruları, sağlıklı bir çevrede yaşamayı Anayasa’nın 17’nci maddesinde
düzenlenen maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı kapsamında ele almaktadır.
Her ne kadar çevre hakkı, AİHS’de açıkça düzenlenmemişse de Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM), içtihat yoluyla çevre hakkını Sözleşme içerisinde düzenlenen
diğer haklarla ilişkilendirerek çevrenin korunmasını güvence altına almaktadır. AİHM
2022 YILLIK RAPOR 471