Page 468 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 468
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Anayasa’nın 2 ve 5’inci maddelerinde belirtilen sosyal hukuk devleti, kişilerin, insan
onuruna yaraşır biçimde refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, insanın maddi ve
manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamakla yükümlüdür. Bu bağlamda,
Anayasa’nın 17’nci maddesinde yer alan herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını
koruma ve geliştirme hakkının da güvencesidir. Anayasa’nın 56’ncı maddesinde ise,
herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu öngörülmektedir.
Ancak insan ve çevre sağlığı için suyun taşıdığı yaşamsal önem dikkate alındığında,
kişilerin olabildiğince uygun koşullarla suya ulaşımları sağlanamadıkça yukarıda
vurgulanan Anayasa kurallarının uygulamaya geçirilmesi olanaklı olmayacaktır. 328
Suyun, tüm canlıların yaşamını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir yaşam kaynağı
olmasından dolayı uluslararası metinlerde su hakkı ile ilgili pek çok düzenleme yapılmıştır.
Bu alandaki en önemli düzenlemelerden biri olan, Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik,
Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 11 ve 12’nci maddelerinde yer alan yaşam ve
sağlık koşullarının yorumlandığı BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesinin
“15 No.lu Genel Yorum”unda da bu hak geniş olarak yer almıştır. 15 No.lu Genel
Yorum’da su ile ilgili taraf devletlere genel ve özel yükümlülükler yüklenmiştir. Söz konusu
yükümlülükler kapsamında, taraf devletlere, suyun kullanımını kolaylaştırıcı, geliştirici
ve sağlayıcı tedbirler alma yükümlülüğünü öngören “yerine getirme yükümlülüğü” gibi
yükümlülükler getirilmiştir. Ayrıca taraf devletlerin suyu ambargo veya ekonomik ve
siyasi baskı aracı olarak kullanmama gibi uluslararası yükümlülüklerine de değinilerek
suyun yeterlilik, kalite ve erişebilirlik unsurları üzerinde durulmuştur.
Türkiye’de su kaynaklarının kullanımı konusunda ön plana çıkan kurumlar arasında
yerel yönetimler (özellikle belediyeler) bulunmakta olup kişilerin ihtiyaç duyduğu suya
erişim hakkını sağlamada belediyelerin ilgili birimlerine/su ve kanalizasyon idarelerine
büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir.
Ülkemizde şebeke suyunun idaresi, tedariki ve tahliyesi hizmeti ile fiyatlandırılması
büyük oranda, belediyeler ve belediyelere ait kuruluşlar tarafından yerine getirilmektedir.
Belediyeler söz konusu hizmetin sunumu karşılığında, maliyetlerin karşılanması,
hizmetin devamlılığı ve yeni yatırımların gerçekleştirilmesi için su abonelerinin tükettiği
su miktarı üzerinden su tüketim bedeli ile çeşitli isimler altında bedeller almaktadır.
2022 yılında da geçmiş yıllarda olduğu gibi belediyelerin su hizmetlerine ilişkin
olarak, su aboneliklerinde sayaç sahiplerine tercih hakkı verilmeksizin kartlı su sayacı
kullanımının zorunlu tutulması ve bu kapsamda tahsil edilmiş olan sayaç bedelinin
iadesi, kartlı su sayacını mekanik (faturalı) su sayacı ile değiştirmek için idareye
başvurduğunda idarenin kendisinden çok yüksek bedeller istemesi, sumatiklerden
(kiosk) yapılan su yüklemelerinden çeşitli adlar altında yüksek miktarda kesinti
yapılması, arızalı su sayacının değiştirilmesi/tamir edilmesi, depozitonun (güvence
bedelinin) iade edilmemesi, mahallelerine veya köylerine su getirilmesinin sağlanması
328 Anayasa Mahkemesinin 26.01.2012 tarihli ve 2011/6 E. 2012/16 K. sayılı kararı değişik gerekçe ve
karşı oy gerekçesi
2022 YILLIK RAPOR 467